25 Aralık 2007

KİM ÖZLERDİ AVUÇ İÇLERİNİN KOKUSUNU

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan
boşluklarbırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadıbelki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gecesohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular,
aşkı ağıryaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi,
kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın
bağrında birayrılık gizlendiğinebelki de,
kartvizitinde "onca ayrılığın birinci
dereceden failidir"denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
etmiş olmasalardı eğer!!
Can Yücel

DAHA KÜÇÜĞÜM BEN


22 Aralık 2007

BAYRAAAAAAMMMMMMMMM :)

Güzel bir bayram geçirmenizi diliyorum.
Bayramınız mübarek olsun

19 Aralık 2007

NE OLMUŞ YANİ :P

Beni yakan aşkın kurşun mu?
Denizde yediğim vurgun mu ?
Ben aşık olmazdım ammaaa
Senin aşkın bir başkaaaa.....
:P

18 Aralık 2007

SIRÇA TUZAK - NERMİN BEZMEN


Nesillerin birikimiyle büyümüş bir sanayi imparatorluğu ve bu imparatorluğu yöneten son iki nesil aile bireylerinin dışarıdan gıptayla izlenen birlik ve beraberlikleri. ... Ve içlerinden biri; hırslı, kıskanç, megaloman, küstah, yalancı... Ruhsuz varlığını bu imparatorluğa tek başına sahip olmaya adamış ve şeytanıyla buluşmuş bir adam. Sadece kendini seven, her şeyi herkesten iyi bildiğine, en mükemmel olduğuna inanan bu adamın bilmediği bir şey vardı: İhtiraslar yetenekleri aşınca bundan trajedi doğması kaçınılmazdı ve onun arsız hayalleri, hem dev bir holdingi hem koca bir aileyi çatırdatacaktı. 'Bütün imparatorluklar hazımsızlıktan ölür.' demiş Napoléon Bonaparte. Bu kitaptaki öykü, Vardar İmparatorluğu'nun ölüm tuzağında birinci perdedir. (Tanıtım Yazısından)

GERİYE DÖNMEM


GEMİLER

İZLEMECE

KUTSAL DAMACANA


Yapım : 2007, Türkiye
Tür : Komedi
Yönetmen : Kamil Aydın, Ahmet Yılmaz
Senaryo : Ahmet Yılmaz
Oyuncular :
Yıldırım Memişoğlu, Settar Tanrıöğen, Şafak Sezer, Ercan Saatçi, Ersin Korkut, Eyşan Özhim, Erdal Tosun, Belgin Bilgin, Ferhat Yılmaz, Şahin Irmak
Yapımcı : Şenol Zencir
Görüntü Yönetmeni : Varol Şahin
Müzik : Ercan Saatçi
Dağıtım : Özen Film
Süre : 1 saat, 45 dk.
Gösterim Tarihi : 21 Aralık 2007
Hayatını gemilerde tayfalık yapıp geçiren Fikret, artık İstanbul’a demirleyip yerleşik bir yaşam seçer. Hayatı kendisinden öğrenen ve bir dediğini iki etmeyen saf arkadaşı Asım’la bir gün karşılarına çıkacak olan o büyük fırsatı umut ederek yuvarlanıp giderler. Yaşadığı semtteki kilisesinin papazı Artin’in Vatikan’a gitmesini fırsat bilen ve kilisenin nimetlerini kendi tezgahına uydurup geçinmeye devam eden Fikret ve can yoldaşı Asım’ın karşısına bir gün gerçekten hiç beklenmedik bir iş gelir. Fikret’i kilisenin papazı sanıp başlarına gelen sihirli bir olayın çözümü için bu sahte papazın çaresine başvuran aile; ne kendi başlarına geleceklerden haberdardır ne de sahte papaz Fikret, karşısına çıkacak olan büyük sürprizden haberdar.



NEFES *****

Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan terör olaylarını konu alan ''Nefes", şehit olan askerlerin hikayesini anlatıyor.Henüz Filmin Afişi yok fakat fragmandan biraz bilgi sahibi olacağınızı umuyorum...



Yapım :
2008, Türkiye
Tür :
Belgesel / Dram
Yönetmen :
Levent Semerci
Senaryo :
Levent Semerci, Hakan Evrensel
Filmin Web Sitesi

“Nefes” bir yüzbaşının komuta ettiği 40 kişilik bir timin hikâyesidir. 2365 metre yükseklikteki “Karabal” tepesinde bulunan bir röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bu 40 askerin görevlerini yerine getirirken yaşadıkları acıları, sevinçleri ve yaşam mücadelelerini anlatıyor.



KABADAYI



Yapım : 2007, Türkiye
Tür : Macera
Yönetmen : Ömer Vargı
Senaryo : Yavuz Turgul
Oyuncular : Kenan İmirzalıoğlu, Rasim Öztekin, Şener Şen, İsmail Hacıoğlu, Aslı Tandoğan, Candan Sabuncu, Rana Cabbar, Atilla Pekdemir
Yapımcı : Ömer Vargı, Mine Vargı, Murat Akdilek
Görüntü Yönetmeni : Ferenc Pap
Müzik : Benjamin Walken Beladi
Dağıtım : UIP Filmcilik
Süre : 2 saat, 20 dk.
Gösterim Tarihi : 14 Aralık 2007
İlgili Yazılar : Kritik: Mafya Değilim Ben...Sadece Kabadayıyım!
Haber: Bu 'Kabadayı' Başka!
Haber: Şener Şen Tekrar Beyazperdede

“Meşhur Kabadayılardan Ali Osman (Şener Şen) eski günlerine veda etmiştir. Beklenmedik bir anda yıllardır görmediği ve aşık olduğu kadının izini bulur ve bir oğlu olduğu haberiyle sarsılır. Oğlu Murat (İsmail Hacıoğlu) sevgilisi Karaca (Aslı Tandoğan) ile bir barda çalışmaktadırlar. Karaca’ya yıllardır aşık olan mafya üyesi Devran ise(Kenan İmirzalıoğlu) kızı geri alabilmek için herşeyi göze almıştır. Ali Osman’ın artık tek amacı oğlu Murat ve sevgilisi Karaca’yı canı pahasına korumaktır. Devran için hayattaki tek amaç Karaca’dır ve yoluna çıkan herşeyi ve herkesi yok etmeye hazırdır....”




NOSTALJİ

Bilmem ki gülmeye ihtiyacınız varmı ...Benim gülmeye ihtiyacım olduğu zamanlarda işte beni güldüren güzel bir kaç nostalji...







17 Aralık 2007

YAŞASIN BAYRAM GELİYOOOOR


Uzun zamandır yazmıyorum.Üretmek sancılı bir dönem sonunda geliyor... Bende sancılı bir dönem geçirdim ve bloğuma geri döndüm.Bayram geliyor neşesi içinde çocukça savrulan neşemle bayram planları için bir şeyler yazayım dedim...

Yurdumun güzel insanları göçmüş olduğu diyarlardan büyüklerini ziyarete memleket hasretini dindirmeye yollara düşecek öncelikle TRAFİKTE kocaman sabır diliyorum...

Yok olayı tatil amaçlı geçireceklerede iyi eğlenceler diliyorum...

8 Aralık 2007

NEJAT İŞLER

Nejat İşler
Doğum Tarihi : 28 Şubat 1972Eğitimi : Lisans
Genç tiyatrocu Nejat İşler, 28 Şubat 1972 yılında İstanbul’un Eyüp semtinde doğdu. Feshane işçilerinden birinin torunu olan Nejat İşler, ilkokuldan sonra eğitimine Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde devam etti. Ortamına alışamadığı yeni okulunda popüler olmak ve derslerinden kaçmak için okulun tiyatro koluna girdi. Kısa zamanda popüler olan Nejat İşler derslerini de boşluyordu. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye giremeyince, para kazanmak için çay partileri düzenlemeye başladı. Nejat'ın işleri umduğu gibi gitmeyince borca girdi. Borçlarını kapatabilmek için Mahmutpaşa’dan t-shirt alıp Teşvikiye’de bu t-shirtleri satma kararı aldı. Kış aylarında ise t-shirt yerine kitap, dergi ve plak sattı. İki sene sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf bölümünü kazanan Nejat İşler iki yıllık olan bölümden askerlik için iyi olmadığnı düşünerek vazgeçdi. On yıl kadar satış işleriyle uğraştıktan sonra Taksim’de dolaştığı (27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü) birgün, bir tiyatro sahnesinde bedeva gösterimde olan "Danton’un Ölümü" adlı eseri seyretti. "Ben niye bu işi yapmıyorum?" diye düşünen Nejat İşler, dayısının yanına gittiği Eskişehir’de konservatuar sınavına gitmeye karar verdi ve kazandı. İstanbul’a döndüğünde, ilanını gördüğü Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümüne başladı. 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesinin devlet konservatuar bölümünden mezun olana kadar devlet tiyatrosunda ve televizyon dizilerinde rol aldı. 1995 yılında mezun olduktan sonra iki arkadaşıyla birlikte "Kahramanlar ve Soytarılar Tiyatrosu"nu kurdu. Tiyatronun kurulmasından sonra kendi oyunları için hikayeler yazmaya başladı. "Belki hiç okumayan biri de yazabilir bunları, benim yazı yazmamın nedeni yazmak değil, sadece oynayalım diye yazıyorum." dediği, "Tuhaf Şehir Hikayeleri", "Biz Zavallı Erkekler" ve "Yalnızlık Benim Gizli Sevgilim" adlı üç kitap yazdı. 41.Antalya Altın Portakal Ödülleri için Erkek Oyuncu dalında aday olarak gösterildi. Her fırsatta amacının başrol oynayıp şöhret olmak olmadığını belirten İşler, tek arzusunun yaptığı işi elinden geldiğinin en iyisi olarak yapmak olduğunu, tiyatro yaparken ölmek istediğini dile getirdi. 1994 yılında rol aldığı ilk televizyon dizisi olan Gurur’dan sonra, Deli Yürek, Şehnaz Tango, Nasıl Evde Kaldım, Dedem, Gofret ve Ben, Aşk ve Gurur, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizilerinde oynadı. 1999'da ilk sinema filmi Eylül Fırtınası’nda rol aldı. Mustafa Hakkında Herşey ve Anlat İstanbul filmleri ile sinema oyunculuğuna devam etti.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı