Hayat diye başlamak geliyor içimden bu yazıya...Çok mu büyüdük biz.İçimizde küller,yalnızlıklar,çokluklar bilmem daha neler neler çok...Sessiz sokakların ayazı gibi yalıyor yüzümü göz yaşlarım...Çok büyümemeliydim ve belkide çok şeyi bilmemeliydim.Kalabalıklarda kalabalık yalnızken yalnızlığımı bilmeliydim...en çok çocukluğunu özler insan...Sığınacak daha saf birşey var mı? eşin, dostun sarılmışken kendi yalnızlığına ve belkide çocukluğuna...Sonbahar yağdı geçti şimdi kış...İçimde tomurcuk büyüsün istiyorum umuda dair.Umut etmeden nasıl yaşanırsa korkum belkide yaşayamamaktan ...en çok göz yaşımın tuzunu seviyorum belkide nekadar yoğunsa içimdeki keder...ve en çok rakıdaki anasonu seviyorum ve belkide en çok dizimdeki yara izini seviyorum bir zamanlar çocuk olduğumu bilmek gibi ....
Bir dalgaya sığınıp ağlayıp karşı sahile vurmak ve belkide orda sonlanmak...Çok yalnızların sandal sefasına çarpmak, uzaklardaki gemilerin ışıklarında karanlığı anlamak...Umut sen ağaçtaki çürük elma ol ve en önce sen düş. Düş ki sen düştüğün yerde iyileş bizde seni içimizde öylece yeşertelim....Tıpkı anne gibi kucak açsak sana ve sen bizim ne kadar iyi olduğumuzu düşmeden anlasan korkmasan...
Kocaman oyuncaklarda küçük insanlar olsak ve bir şiir gibi yaşasak
Korkmadan, ağlamadan,umutsuz kalmadan....
ağlamadan, umutsuz kalmadan...
umutsuz kalmadan....
Hayat denen şeye saygılarımla...( bak hala saygı diyorum şair burda kendine kızıyor :D )
Portakalmavisi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder