1 Mart 2014

Herkes kendi çektiğini bilir...



Öyle soğuk olmaz bizim buralar...Egenin güneyinde bir sahil kasabası tadında kartal yuvası gibi heryeri yukarlardan izleriz...Geriş derler kasabamıza annem gelin geldiği zamanlar taşlık tarlaları elleri ile temizlemiş ekilir tarım yapılır hale getirmişler...
Küçüktüm anamgil  babaanneme bakardı.Babaannem Girit göçmeni temiz pakça bir kadındı...Uzun zamandır hasretlik olmuştuk ya babama artık dayanamaz yatar olmuştu...Babam Alamanya ya gidesi ciğerimize közü gözümüze yaşı düşmüştü..." Muraaaatt  söyle yavrum türkümüzü" dediğinde " gel beraber gezelim muradımız tez olur salınada salınada gel haydi yavrum dön dolaş yine bana gel " diye elimdeki tahtadan arabamı annemin dokuduğu kilime sürte sürte söylerdim...Bilirdim şarkının başı değil ama içinde adımın geçtiği yerden başlamak ve "dön dolaş yine bana gel" laflarını duymak  babaanneme iyi gelirdi...Babamın döneceği günü bekledi garibim son nefesine kadar...Komşulardan kara gelin denen yaşlı bir teyze " bari fotoğrafını gösterin garip nefesini teslim edemiyor "dediğinde yapyaşlı kadına neden "kara gelin" dendiği takılmıştı aklıma...Dışardan gelenin ismi zor ezberliğindenmi her dışardan gelene bir lakap bulunurdu ki bilemedim işte anneme de " ala gelin" derlerdi ...Yanakları kırmızı anam ah anam!

Babaannem gidince herzamankinden daha da yalnız kaldık biz...Annemin akrabaları uzak yerlerdeydi babam askerde kaçırmıştı annemi araya girenler olmuş ama gayrı annem hepten buralı olmuş...Ben küçükken gitmiş babam....Bir kere geldiğini anımsarım hayal meyal ama anamla yanyana hiç anımsayamam...

Günler annemin peşinde tarla, ev, komşular ve akşam üstü güneşin batışını izlediğimiz tepemiz arasında koşuşturup giderdi...Annem bazen limon bahçelerinde ağlardı bilirdim  hasretlik bu köz gibi işte kimi zamanda gözde yaş olur akardı...

Komşulara gittiydik bir akşam üstü elimde arabam bahçede yerlerde sürüyorum...Annem ayağının biri altında elinde danteli boynu bükük. izledim biraz içim katıldı annemin kimsesizliğinden...Kadınlar konuşurken içlerinden birisi " herkes kendi çektiğini bili gayri ötesi yalan" ....Annem elimden tuttu komşularla vedalaştı negüzeldi al yanaklı anam yolda kendi kendine " herkes kendi çektiğini bilir " dedi...Önüme diz çöktü " Muratım sen eve kendin gitcen ben az bu gece yalnız gitcem tepemize babana senden selam sölemesini de sölicem güneşe emi oğlummm anne koklasın az boynundan hade oğlum" elimde arabam giderken şöyle döndüm anama baktım arkasında batan güneşin şavkı belli belirsiz elinde yemenisi salına salına .....

Çok geçmediydi bahçede anamı beklerken hava kararından yana ağlamaya başladımdı " anaa anaa" diyesi...Komşulardan birileri geldi Jandarma amcalarla kara gelin bağrına dayadı beni ben ağladım o ağladı...Annem gitmiş akşam vakti melek olmuş ....Babaannemin yanına gömdüler bende gideydim anama neneme elimde sımsıkı tuttuğum tahta arabam yüreğimde közler ...Altı yaşında bunca mı terkedilişler yaşanırmış...

Günler geçeci " baban geldi " dediler beni buzağıyı dananın peşine takar gibi peşine taktılar yolladılar Alamanya ya ....

Yıllar geçmiş herkes tatil beldesi bellemiş Bodrumu Gerişi...Benim yüreğimin közleri memleketimi...En aşağıdan inince arabadan deniz tarafından yukarı tepede işte benim Gerişim anam babaannem...

"Okumuş adam olmuş Murat mimar çıkmış " dediler...Mezarlığa gittim anama neneme ve ki kara geline ...

Anama kırgın değilim dilimde tek cümlesi " herkes kendi çektiğini bilir " 

Ebru...

Portakalmavisi Hikaye Çekmecesinden...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı