Koşa koşa vardığımız çocukluğumuzdu el ele salkım sokak dolandığımız...Çizgili "çıbıklı" derdik de ne gülerdik üzerimizdeki pantolonlara...Modaydı vesselam giymemek olmaz hele martinezsiz ayaklar sokaklara basılmaz...Mabel çantasız boyna atkı dolanmadan arşınlanmaz yokuşları şehrimin...
Elinde kitapların dilinde bir Yeni Türkü şarkısı yerle bir olmuş makamlarda salınmadan okula yol alınılınmaz...
Elmadan kurt çıktığında korktuğumuz yıllardı en güzel düşleri kurduğumuz...En lezzetli gelen çıbık makarna şöyle en salçalısından...Ve en çok can yakan aşkların yaşandığı korkulmadan...
Beyaz sabun kokardı o yıllarda düşler...Ne çok canımızı eylemişiz acıyla...Kahrı bela olsun şimdi olsa inan hiç birşeyi takmam...Belki babama daha çok sokulur ve belki daha çok Beşiktaşlı olurdum...
Eriği bulardım tuzun en beyazına, peşine düşlerimi takar güneşe selam çakar, gidenlerin arkasından el sallar ,geleceğime umut açardım...
Güzeldi düşlemek bir zamanlar odan mis gibi mandalina kabuğu kokarken elinde neşelerin, kaderin örülürken adım adım...
Ebru...
Portakalmavisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder