15 Aralık 2013

Bazen Erkekte gider......


Daha dün, beş yıl önce, sen şurdan ben burdan geçerken ceket cebine atılan korkak ergen sigarasının cep astarını yaktığı gibi yakmıştın beni...Kocaman birşeylere gebeymişim gibi hissetmelerim ondanmış meğerse seni sevecekmişim...

"Ben seni çok sevdim " diye başlıyorum artık iç sesimle konuşmalarıma....Henüz çenem açılıp derdimi kederimi anlatamadım kimselere...Ya! yokum, ya da meşgulum başkalarının hayatında...Oysaki acılıyım be yavrum.Ciğerime közden bir tava ile dağladı yaptıkların..Biliyorum tava olmadı bu cümlede ama serde erkeklik mi kaldı ha! tava ha! kor hepsi döner döner bana kor...Espiri yapan sığ tarafıma da bak hele...

Sevdim, çok belli ettim ve terk edildim...

"Bir kere" dedim kendi kendime "ömrümde bir kere tam değer ver karşı cinsine O nlar sevildiklerinide duymak isterler ve çiçeklerle beslenirler"...Güzeldi bizim ilişkimiz...Sonra sıkıldı benden, sevgimden ya da bilmiyorum canı ne istedi...

Kalın gövdemle göğsüme yasladım ben ilişkimi...Sevdim hemde çok sevdim.Saçlarını okşarken ne hissedecekse en yoğununu hissetsin istedim...Konuşmadan iki kadeh şarapta demlenelim istedim...Öyle sessiz sevdim ki gecenin karanlığında yanan mum bile daha sesliydi ama o bunu bile hissedemedi...

Hiç erkeğin gerçekten sevenine denk gelmemiş mi bu kadınlar?.Nezaman bukadar gard geliştirmişler...Kırpiklerinden yaşlar akıtan erkeklerin hıncını alma tahtası değilim ki ben kalbim var etten kemiktenim...

Ruhumun çıplaklığı ile sevdim biraz korumacı biraz şefkatli ve belki de biraz derin be! yavrum...Esas acı yirmi bir gün sürer yalanınızı yiğeyim ben sizin, altı ay oldu kendime gelemedim...

İstanbul dan bile gittim..."Bu acıyı" dedim kendi kendime "dibine kadar yaşamadan terketmeyeceğim..."Geri döndüm hani Kadıköy de o simitçinin önünde başka bir erkeğin kolunun altına kıvrıldığın yere kadar gittim...Midem bulandı da kusmadım gözümde kalan son halini o halini dahi kirletemedim...

Sonra bir kaç gün sonra sen şurdan ben burdan geçerken şahit olanlar vardı ya aşkımıza bana teselliye geldiler...Hep rakı kadehleri dayadılar bünyeme..."Kus oğlum", "anlatsana lan", "boşveeeeerrrrr" lerle şerefelediler tepeme tepeme...

Bu hikaye aslında çok derin ve yoğun...Kısaca zamanlar geçti ben seneyi devirdim hala sana rastladığım yoldan geçerken şöyle bir değersin yüreğime sen bilmesende...Ben o seni çok seven halime bakarım " güzel sevdin be oğlum sen " derim...Sonrasında benimle tekrar iletişim kurmak için araya koyduğun arkadaşlarıma söylediklerimle de kendimi severim...." sevildiğini bilemedi " 

Aradan yılllar geçti sanırım ondört ay oldu :) adının baş harfi kalbimde de olsa yeniden sevebilirim...Bu halimle  artık bana gelme ben senden de gidebilirim, giderim , gittim.....

Ebru...






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı