4 Ekim 2008

ŞEHİTLER ÖLMEZ AMA YA ACISI ???


Benim güzel ve yalnız ülkem bu gün gene şehit haberleri ile çalkalandı...Orda olan ve yurda dönen Başbakan, oturduğu afilli koltuğundan sakin sakin konuşan Cumhurbaşkanı... Ne oldu ne değişti hangi can geri geldi...Evet Türkiye teröristle savaşıyor terörizmle değil...Herkes artık bunun farkında ...
Bu ülke en büyük darbeleri hep bu topraklarda yaşayan ve ekmeğini yiğip suyunu içen ama öz kimlik bunalımından ne yana saldıracağını bilemeyenlerden yedi...Geçmişin huzurla dalgalanan sancakları sonrası yaşanan ve sebep olunan hiçbir kaostan ve acıdan kaybedilişlerden ne ders alındı ne başka birşey...Yakın tarihini dahi konuşamıyan insanlar topluluğu yapılmak istenen bu ülkenin genç insanları yaşam mücadelesi verdikleri dış ülkelerde kültürsüzlük ve zaten müslüman oldukarı için arap olmakla alaşağı edilmek istenmekte...Türküz biz yedi cihana nam salmış kim barbar derse alnını karışlarım...Ulusal tarihleri fetih adı altında zorbalıktan geçilmeyen bugünün hepsi misyoner olan Avrupa ülkelerinin birliği ve bütünlüğü Türkün dayanışması karşısında nasıl olurda şahlanır...Türküz biz...Her nekadar kendi ülkemizde bitmek bilmez eğtim, sağlık ve geçim sıkıntıları uğraşıyor olsakta yeryüzünün en zor eğitimini alan ve cidden çok zeki insanlarız...Sorgulamamız gerekenler sanırım seçimlerimiz...
Evet ünlü yönetmenimizin de söylediği gibi benim güzel ve yalnız yurdum gözlerinden kanlı yaşlar akıtıyor bu gün...Kutsal zamanları bile hiçe sayıp gözlerini kan bürümüş şerefsiz köpeklerin Allahın adaletinde en kötü şekilde cezalandırılmalarını istiyorum...Çünkü yanlış izlenen siyasi politikalar yüzünden ülkemden beklediğim hiç bir tavrı göremiyorum...
Annelerinin ellerine yaktığı kınalar silinmeden toprağa verilen gençler için kimin vicdanı sızlayacak ve bir düğmeye basması gerekecekse lütfen bassın artık...
Ruhları şad mekanları cennet olsun....

HÜZÜNBAZ GECELER

Leman Sam dan Gül Güzeli ve derken Sezen Aksudan Gülümse...Eeee nereye koşuyor bu duygusallık bende böyle bu gece ???...İçinde yaşadığım dramı bir sigara yakıp daha anlamlı bir hale getirmeyi nekadar çok dilerdim...Ama sigara içmiyorum artık sanırım uzunca bir süre bu böyle devam edicek...Kolay neşelenir kolay kederlere gark olurum ben...Kötü iki hafta geçirdim...Annem hasta...Ya insan diyor ya kendi kendine en kötüsüne hazırım diye...Aslında değiliz...En kötüsüne hangi ruh halimizle yakalanacağımızı bilir gibi neden hep güçlü durma peşindeyiz biz...Ben babamı kaybettiğim zamandan bu yana sanki ölüm konusunda trans oluyorum...O an kim ölmüş ne olmuş ne önemi var o an ilk zamanki gibi kendi acımı hissediyorum sonra toparlanıyorum ama hani açık yara gibi sızım hep aynı yerde...Geçen haftalarımı gelebilecek kötü bir telefona hazırlıklı geçirdim durdum...Zaten çoğu zaman annemin yanındaydım ama bu değişen hava dalgası çabuk etkiliyor hassas bünyeli yaşlı insanları...
Annemle anlaşamamayı çok gerilerde bıraktım ben...Onu dinlemeyi öğrendiğimde yaşadıklarını geçmişini anlamaya başladığımda tüm çekişmelerimizi ve hırçınlıklarımı bir kenara bıraktım...Zaten babamı da kaybettikten sonra fazlaca üstüne gitmez oldum anlaşmazlıklarımızın...Benim annem de bende ikizler burcuyuz varın aradaki gerilimi siz düşünün...Ama bir şeyi biliyorum O nu çok sevdiğim...Yaradılışımdan sanırım öyle çok mucuk mucuk bir kız olamadım ben...Ne kendime fazla sarılınmasına ne de cart curt sarılıp öpüşmeleri oldum olası sevmedim gitti...Son zamanlarda sarılmaya başlamıştım...Ama hastalanınca dedim heh işte azıcık kalkanları indirdik gene acı keder ağlarını örüyor...Bu esen poyrazın bacaklarına sıkayım ...Zaten Ekimden Kasımdan nefret ederim hani varsa gerçekleşicek bir dilek olmasın kardeşim, kimseye birşey olmasın...
Bu duygusallık bende iltahap gibi geceleri daha bir zonklatıyor bünyeyi...Hani hep geceleri hastalıkların en ağır geçtiği zamanlardır ya bu duygusallık için kaç doz gerekse alıcam :D...Aslında insan yaşaya yaşaya seviyorda bu duygusallığı içinde karamsarlık barındırmadıkça...
Esas söylemek istediğim şey şu ya! en kötüsüne ne kadar hazır olursanız olun en kötüsünü yaşıyacaksınız...Yaşanacak acıyı hafifletmeden geçen yol kimseyi incitmemeye çalışın...Haklı olduğunuz zamanlarda bile " şimdi haklı olduğumu ıspat edicem ama kalbini kırıcam " diye düşünün...Tabii bu değer verdiğiniz ve kaybetmekten korktuklarınız için geçerli...Diğerlerinin canına okuyabilirsiniz vicdanınızı siz biliyorsunuz...

2 Ekim 2008

YETİNMEK LAZIM

Aşk bizim gibilerin neyine
Sevgiyle yetinmek lazım....

GREYFURT YARDIMI :D

Tamam tamam anladım... Süper birşey bu greyfurt...Hazmı kolaylaştıran ve kabızlığı önleyen greyfurt mikropları öldürme özelliği ile faydalı bir meyvedir.Tamam okudum gittim aldım da yiğermiyorum ama yaaa!!Zaten meyva diye bildiğim sevdiğim bir kaç şey vardı çeşit yapalım dedik greyfurta yöneldik...Yöneldikte ne oldu kardeşim ne acı şey bu yaaa...Ayva tıkasaydı da şu acı tadı almasaydım yaaa :(.Ölmesin bendeki mikroplar olmuyorki böyle küçükken içtiğim şuruplar bile daha kokteyl miş yemin ederim ne sıkıyolar ki bu greyfurta.Yok bir yeme çeşidi varsa biri bana yazsın...Şekerledim, tuzladım, limon sıktım...Elimin acısını gözüme sürdüm Allahım sana geliyorum mahvoldum ama ya!!Suyunu sıkmıycam inat ettim öğrenicem nasıl yendiğini....

NASILDA ANLAM YÜKLEDİM AMA:P

O gün olağan bir gündü ve tüm olağanlığı ile devam ediyordu.Sabah kalkmış sporunu yapmış ve aldığı duş sonrasında kahvaltısını yapmıştı...Günlük gazetelere biraz göz gezdirdikten sonra,
Televizyonda ne varsa öyle belli belirsiz bakmış... Yapacağı şekerlemeden önce dışarı çıkıp ihtiyacı olan ne varsa almayı düşünmüştü ama sonra boşvermişti...

Hava hafif kapalıydı tam battaniye altından televizyon seyredip pinekleme havasındaydı... Onca geçen yorucu günden sonra şöyle düşünmüştü...



Evde olmak çok güzeldi veeeee YAŞASIN TATİLLLLLLLLLLLLLLLLLLL di :D

Not: Fotoğraflar şahsıma aittir :D

AKANSU OLAYI


Bu su varya çok soğukmuş :D. Çektikten sonra olayı yakinen anlamış bulunuyorum...Şimdi akarsuların aralarında kayalar varya sakın üstünde yeşil yosun barındıranlara basmayın emi..Hani basınca arabanın kaloriferinin önünde ıslanan giysileri kurutmaktan hamama girmiş gibi oluyosunuzda :D




Aslında herşey işte şu yaprağı çekicem derken oldu...Akan suda yayım yayım yayılmış nede güzel salınıyordu terbiyesiz...


Günden arta kalanlar;













1 Ekim 2008

ÇOCUKÇA



Kocaman maviliğiyle o gözlerinin

Seni durduran duygulandıran her ne varsa

Hemen uzaklaştır ruhundan




Sen mutlu oldukça dönücek bu dünya

Geri gelmiyecek çocukluğun unutma

Kendini kocaman hayallere

Çocukça yanlışlıklara

Salla salıncağınla

En sevdiğin şarkılarınla

O çıplak ayaklarınla

Alabildiğince mutluluklara

Sallan salıncağınla

Unutma!!

Sen mutlu oldukça dönecek

Bu dünya

Portakalmavisi

...


BU KADINI SEVİYORUM









Kırılan dallar gibiyim ben her bahar dirilirim...


BAYRAM ŞEKERLERİ ( Vizyondan )





BAYRAMMMMMMMMM


Tatil demeyi sevmiyorum...O bayram havasına sanki ihanet edecekmişim misali...Ama yaz bayramlarından kalma bir neşe var sanki içimde.Kırlarda oynaya zıplaya geçiriyoruz bu bayramı bir kaç kocaman insan...En komik hallerimize büründük uykuya hasret kalana kadar yaşıyoruz biz bu bayram...Uzun yollardaki pis tuvaletleri bile kafaya takmadan dolanıp duruyoruz...YAŞASIN BAYRAMMMMMMMMMM...Ruhumuzda horoz şekeri tadı, pamuk helvaya bulanmış hayallerimizin peşinde basıyoruz bakalım gaza...
Herkesin bayramısı kutlu olsun....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı