7 Ağustos 2015

Cuma mektupları

Cuma mektupları

(Bu mektuplar kişileri kişilikleri konusunda şeyeder içsel tanıma, tanışma, düşünme,serçe parmağını koltuğun kenarına vuruncaki debelenme ve sövme )

Nasıl deli gibi gelmişsem sahile aracı parkettiğimde farkettim evden çıkıp sahile kadar araba kullanarak geldiğimi...kas hafızası, görsel hafıza ne varsa köklemişsem demekki..."sinirlenince gözüm hiçbirşey görmüyor " kavramına farklı manalarla yaklaşmışım ... Gözüm görmez hafızadan kullanır limitleri çok pis zorlarım :)))...

Bugün cuma ve geçen haftaya şu dakikaya kadar dayanma başarısı göstermişken hala haftanın içinde bir günde olma hali daha da asabımı bozmuyor değil 😏....

İnsanlar var hayatımda her normal insan gibi ve ben canımı sıkan tüm insanları balıkçı ağı ile çeker gibi nasıl çekmişim hayatıma...Biri ile konuşmuştum "yin-yang felsefesi işte zıtlıkların hafifletilemez uyumu aslında bize ters davranıyor gibi gelen herkeste bir parça ben-i bulduğumuz için hayatımıza alıyoruz demişti...

Zaman geçiyor iç hesaplaşmalarım, bardağı taşıran son damlalar ve sığınağım sahilim... Denize anlatıyorum derdimi tabii bu akan musluğun suyuna derdini anlatan anneanneminkinin yanında çok lüks kalıyor.  (gevrek gevrek gülüyor muyum ben? )

Bu Cuma deniz kenarı içsel kavgalarımı, karmaşalarımı yüzeye vurma seansımda ; 

Evet herşey iki kutupludur buna açık ve net inanıyorum, az miktarda da olsa karşımdakinin ters olan tarafını içimde barındırmıyorum... Beni ben yapan özelliklerimin getirisi daha sağlıklı ...

Kimseye veya hiçbirşeye bağımlı olmam ben hayatımın merkezine koymam gerekenler daha küçücükken öğretildi...bağımlılıkları olan insanlara sinir olurum ayrıca...aşkından ölen insanlarada saygı duymam...bu sebeple dönüşebilirlilik özelliğim yok benim ... 

Üreten-tüketen ilişkisine hayatın içinde istemsizce bulaşmışımdır ama destekleyen kısmınıda kabuledilebilir bir manada yaşıyorumdur da denetleme olayında bana yapılmasını istemediğimi kimseye yapmam mantığı, doğru olan için bile gereklilik gösteren hallerde bile denetlemiyorum ulan ben ....O merci olma heveslisi değilim... Herkes işini iyi yaparsa üst kavramdaki denetlemecilik bak nasıl zayıflıyor...aslında bu konu derin bu Cuma sayıp sövme listemde öne çıkarmıyorum...

İlişki halinde olduğum kimselerin bana ters gelen hiç bir davranışını içimde altlarda derinlerde barındırmıyorum....barındırmıyorum.... Barındırıyor muyum?.... Bilmiyorum ... 

Ne güzelsin deniz, ne çok şey barındırıyorsun bünyende ve bilmiyorum ençok ağlıyor musun yoksa gülüyor musun...

Ve kadın tüm bu ruh arındırmadan sonra minik bir parçasını dert ortağına bırakıp aracına doğru yola koyulur...demeyi isterdim ama her seans sonu yaptığım ,kimin davranışı olduğunu bilmediğim ama belkide alt davranış olarak barındırdığım tükürüğümü savurarak hoşçakal derken denize poyraz ile o tükürüğü saçıma, suratıma yapıştıran doğanın alt davranış seyrine söverek ve gülerek aracıma doğru yollandım...

Ebru G.G.

Portakalmavisi - cuma mektupları....

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı