23 Kasım 2013
2014 hazırlıkları :)))
Etiketler:
dekopaj,
dekupaj,
diy,
Yılbaşı 2014,
yumurta
20 Kasım 2013
13 Kasım 2013
2014 yılbaşı hazırlıkları diy proje
Bahçeden kozalakları topladım ve ahşap boyasıyla beyaza boyadım. Kozalakların dal kısmı kopmuş olduğundan ahşap çivisi taktım....yeşil kurdela çivileri kamuflaşta çok işe yaradı :)....evin her yerini donatasım var :)))
Sonra duvar için birşeyler yaptım
Ebru...
12 Kasım 2013
Portakalmavi 10marifet.org da
Artık yaptığım tüm çalışmaları 10marifet.org da da yayınlayacağım.Bu tasarımları paylaşmamın zamanı gelmişti...Amacım fikirlerimi paylaşmak ve fikir almak...
Ebru...
Kasım ın 15 ine doğru...
Bilenler bilir Edacığım güzel yavrum sekiz aylık doğdu. Çok zor bir hamilelik geçirdim. Kaybetme korkusu inanılmaz yıprattı ozamanlar beni. Pek ağlamam oysa çoook insani bir duygudur ağlamak ama ağlamam hep güçlü durmaya çalışırım. Birkeresinde babam babaannemi anlatmıştı . Otuzlu yaşlarında dul kalmış babaannem iki erkek çocuk ve üç erkek kardeş. Çok zor zamanlar yaşamışlar ama babannemi hiç ağlarken görmemiş. Çok yokluk çekmişler " Kadın " derdi babam "ağladımı erkek dağılır". Seneler sonra işte hamileykende sevgili doktorum "ağlamıyacaksın " dedi. Hatta seni ençok mutlu eden anları düşüneceksin....
Hayatımda en dayanamadığım şeyse ben dağıldığımda benim yaşadıklarıma benden çok dağılan yakınlarım oluyor. Kendimi bırakmış onları avuturken buluyorum kendimi.Oysa omuzlarımı tutup güçlü olmamı söyleyecek insana ne çok ihtiyacım varmış. Bu görev hep babamın olmuş babam gidincede bu görev maneviyatımın olmuştu.
İnsan başına gelen felaketlerde elbette yaradana sığınıyor, koşulsuz bir kadere teslimiyet yaşıyor ama illakide kendine güç verecek birilerinide arıyor.
Eda doğmuş ilk ayı içinde doktorumuzun isteği üzerine kalçalarının ultrasonunu sanırım çektirmemizi istemişti. Öyle bir sildimki o anı kafamdan ne istediğini anımsayamıyorum. Doktor Eda nın kalça ultrasonlarını çekip bana kalça açılarındaki değer eksikliğini ve kalça çıkığı olma ihtimalini anlatırken içimden hep " baba lütfen yardım et " dediğimi anımsıyorum. Ne tuhaf değilmi " Allahım yardım et" cümlesi değil. Babamı kaybettikten sonra en ama en çok gücüne ihtiyacım olduğu zaman bu yaşadıklarımdı. Kulaklarım tıkandığı için doktorun dudak hareketlerini anımsıyorum, pek çok şeyde net değil zaten ki hayatım boyunca çok detaycı olmuşumdur.Bilmiyorum doktora da kızmıyorum çocuğun doğum haftası kendisine verdiğim raporlarda varmıydı anımsamıyorum. Yüzüm uyuşmuş, kalbim pençeler içinde kalmışken ağzımdan enseme yediğim tokatla birden çıkmış gibi " kızım bir ay erken doğdu" cümlesi çıktı. Doktor bana bakıyor ben doktora " O zaman hala anne karnındaki dönemi yaşıyorsak önümüzdeki ay ölçümlerinde doğru değerleri alırız " dedi. Ve ben o an o odada yaşanılan herşeyi kafamdan sildim.
Aynı şeyi kırkiki gün süren bebek sarılığının 38.gününde doktorun sebebini nekadar erken doğan olursa olsun bir tüp kan alınıp araştırılmasını istediğinde de yaşadım. Bebeği bizden alıp bir odaya soktular Erkan ağlamalara dayanamayıp dışarı kaçtı, kapıyı açıp içeri daldım Edanın damarları incecik olduğundan el bileğini içine kıvırıp ellerindeki tüpe kanını akıtıyorlardı şırıngayla alamamışlar ve yer Eda nın kanları ile doluydu saniyelik bir dağılma yaşadım ve yattığı yerde hemen bebeğimi emzirmeye başladım iki hemşire bakakaldı.
Bu iki olayla güçlü durmanın ne olduğunu bünyem daha iyi anladı ve baktım ben babam olmuşum :))))
Nekadar olumsuzluk yaşasamda bazen bir vazife gibi bazende tamamen içgüdüsel güçlü durmaya çalışıyorum.
Zamanla insan babasının varlığının eksikliğine değil kendisine öğretecek şeylerin eksik kalmasına daha çok üzülüyor. En azından ben öyleyim.
Kasım gelir yüreğim karalar bağlar 15' inde babama 24' ünde babaanneme yanar...
Zaman tuz olur böğrümü dağlar
Öksüz yanım hasretle ağlar
Mekanları cennet, kabirleri nur
Ruhları huzur bulsun....
Ebru...
10 Kasım 2013
8 Kasım 2013
6 Kasım 2013
Bu bir ne yazısı bilemiyorum :))))
Normalde Eda nın bağlı olduğu bir park var :) başka parka gidince yabancı bir ülkeye gitmiş gibi davranıyor bu yüzden evimize yakın olan zihninizde canlansın diye yazıyorum içinde basketbol sahası, oyun parkı, düz yeşil alanı ve bankları olan hem mesire yeri hem terapi merkezi hem de çocuk parkı olarak kullandığımız bir parkımız var...
Normalde çocukların oyun alanında sigara içmiyoruz... Piknik alanı özelliği olan diğer yere konuşlanıyoruz.
Geçen Eda yı parka götürdüğümde gene zıkkımlanasım gelince ilerde sigara içen genç bir annenin yanına gittim.
Kadın Fatih Terim gibi el kol hareketleri ile çocuğu öyle bir baskılamış ki ben bile rahatsız oldum. Bağırmaya da başlayınca " yahuu! Yeter çocuk bu tabi kaydıraktan yüzü koyunda kayar "dedim ve gülmeye başladım.
" normalde çalışıyorum ben annem ilgileniyor çok istedi diye getirdim ama birşey olursa diye panikliyorum " diyince çocuğunu anne güvencesine mühürlemiş tehlikenin nereden geleceğini bilmeyen tecrübesiz annelerden biri olduğunu anladım :))). Zaten ıslak mendilide yok, su şişesi de yok bariz bağırıyor kadın tecrübesizim diye. Bir anne ıslak mendilsiz, su şişesiz ve belki temiz bir alt bezi olmadan parka gelmez. Çocuğun çişi gelince beze yaptırıp evden getirdiği poşete sarıp çöpe atar :))))....
Ordan burdan derken çocuğu üç yaşlarında olan bu anne boşandığını ve ailesi olmasa çocuk büyütmenin çok zor olduğunu söyledi . Yeni değil boşanalı 3 yıl olmuş.çocuğu doğurup boşanması beni üzdü tabii... Belki aldatıldı, şiddet gördü, adamın ailesi sorun çıkardı bilemiyorum soramıyorsunda ama sadece " keşke çocuk yüzünden biraz daha deneseydiniz " dedim .
" Değecek biri olsaydı keşke ozaman denerdim. Gözümde çok büyütmüşüm aşktı bitti sadece" " ulan! Hayatının içine etmişin ne hakkın var bu çocuğa bunu yaşatmaya" çocuk konuşamıyor doktor psikolojik demiş.ve ben bunları içimden düşünüyorum." İlk zamanlarda anlamadın mı? "dedim ki ben flörtü kastediyordum....
Efendim bunlar nokia da çalışıyorlarmış.ahaha! Hala var mı o marka diyesim ağzımdan kaçıyordu ki sustum o derece ıphone yani. Adam üst düzey yöneticisi kadın aşık olmuş evlenmişler. Bir gün adam tuvalete girmiş bayağı bildiğin tuvaletini yaparken osuruyor. " E! İnsan ya! Ondan olmasın" ." Yok birde hersabah bir boğaz temizlemesi var tiksindim adamdan" "E! Hamile kalmışsın o iş labaratuvar ortamında mı oldu" diyecem sustum tabiii. Hamile olduğunu anlamış çocuk doğmuş adam düzelmemiş ve osuruk yüzünden karısı boşayan ilk adam olarak tarihe geçmiş adam. Elbetteki birçok neden saydı ama olayın sığlığı bakımından bu diyaloğu yazdım...
Evlilik masallardaki gibi birşey değil ki kardeşim. Çocuğuna fedakarlığı öğreticeksin, paylaşmayı, değer vermeyi falan falan. Vermezsen evlenip bir yıl sonra adam osuruyormuş diye alır çocuğunu döner yanına tabiii...
Kader kısmet, çocuğun alacak nefesi varmış gibi züğürt avuntuları ile ve beni basmış bu muhabbetten sonra elindeki sümüklü böceği kabuğunu kulağına koyup deniz kabuğu sanan yavrumu alıp evime yürümeye başladım. Egeberke söliimde çok osurmasın bari kaldıramam ben böyle ithamları :))))))))
Ebru...
3 Kasım 2013
Taş boyadım
Etiketler:
Portakalmavi,
stone,
stonepainting,
taş,
Taşboyama
1 Kasım 2013
Sonbahar köşesi yaptık
Etiketler:
Autumn,
Ekim,
Sonbahar 2013,
yaprak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....