Surların dibinde dolanıyorum...Köhne binaların kırık kapılarını açıyorum...Sahilde martılarla sohbette ufukta bile aranıyorum...Ama kayıplarımı bulamıyorum...Hayat devam ediyor mevsimi gelmiş çardak sohbetlerinde kaldı çocukluğum...Üstü kırmızı pul biber örtülü bir mantı içim kimi yeri buz gibi gibi yeri yanardağlar misali...Boktan bir hayat bukadar mı anlam yüklemeye çalışıldığı halde kereviz sapı gibi belki faydalı ama kokusundan uzak tutuyor beni senden...Benim acılarım geçmişten gelen, geleceğime umut diye kalanlar iyileşmiş kalp yaralarım...Kabuklarını yastık altında sakladığım....Gecelerin gözyaşlarından kurutamadığım kabuklarım...Sana sığınamam kendimden vazgeçemememden...Koşulsuz teslimiyetsizliğim kayıplarıma yenilerini eklemek korkusundan ...Değil İstanbulu dünyayı dolansam bulamıyacak olmaktan korkmamdan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder