Blog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2014

"Blog Deposu Blog Yarışması 2014 Başlıyor"


Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu bir blog yarışması...Daha çok bloğa ulaşmak ve bloğunuzla tanınmak için yapmanız gerekenlere burdan ulaşabilirsiniz....

Hereke başarılar ve kola gelsin....

1 Aralık 2008

HAFTAYA ŞİİR

AŞKTAN NEFES ALAMADIĞIM O YERDE

Çocukluğumun bahçesiydin sen
bütün bilinen mutluluklardan uzakta,
o sarışın akşam üstlerinde,
ıstırabın eşiğinde...
Nefesim sıkıştığında seni sevmekten
ömrünü okurdum o acı neşede,
boşalırdı ağzımdan o kanlı nefes
sonra çok özlendiği için acımasızca talan edilen
her baharda dönerdim oraya...
O sarışın akşam üstleri
hiç gitmediğim uzaklardan döndüğüm yer olurdu...
Bilinen bütün mutluluklardan uzakta
kalırdım orada,
kalırdım çocukluğumun bahçesinde,
aşktan nefes alamadığım o yerde...

CEZMİ ERSÖZ

EN YAKINIMDAKİ KİTAP DEĞİL BİR ÖTEKİ :D

Ne güzel bütün arkadaşlarımın blog sayfaları okudukları en yakınlarındaki kitapla ilgili bilgi ile dolmuş...İşin içinde sevgili woodoo girl ve Nily var :D...Sevgili Kırmızı Gün(lük) ( beenmaya ) da okadar güzel bir kitaptan bahsetmişken bende en yakınımdakini yazayım dedim ve elime gele gele İlköğretim Okulları için olan Yazım Klavuzu geldi :D....Ama o sayılmaz :D bizimki çantasına koymayı unutmuş :D...Elime en yakın diğer kitap Binbir Gece Masalları Cilt1 den...

"Bana gelince, sadece çift sürmeye ve dolap çevirmeye yarıyorum"dediğini duymuş...
Adı mim aslında bu paylaşımın fakat kimsenin sizi işaret etmesine gerek yok kendinizde isteğinizle katılabiliyorsunuz sadece alttaki kurallar ile...

-Kendinize en yakın kitabı almak
-Sayfa 56’yı açmak
-5.cümleyi bulmak
-Cümleyi bu kurallar ile birlikte yayınlamak
-En sevdiğiniz, en moda veya en entellektüel kitabı seçmeyip, en yakınınızdakini almak...

Sevgilerimle...

SEVGİ DAĞATTIM DÜN GECE


Karşıma geçmiş "ama ama ama" diye konuşmalarını dinlediğim insanlar bilmem kaç yıl flört etmiş, nişanlılık süreçlerinide başarıyla tamamlamış ve sonrasında kutsal müesseseye dahil olmuşlar...Hep söyledim ve söyliyeceğim isterseniz yüz yıl flört edin, bilmem kaç yıl birlikte yaşayın evlilik daha başka birşey...Emek isteyen birşey...Sonunda kapıyı vurup gitme lüksü insanı düşündürükten sonra gelen birşey...
Birbirlerini çok seviyorlar biliyorum, çokda güzel bir birliktelikleri var fakat her evli çiftin başına gelen ama çoğu bunu anlamadan biz anlaşamıyoruz diyip mahkemede olayı sonlandıran çift gibi ortak paydayı bulma mücadelesine girmişler...Herkes ayrı ayrı farklı aile ve kültür yapısından geliyor...Dolayısı ile sevgiyi,acıyı yansıtış biçimleri çok farklı...Babasının annesini yanlarında yüceltmediği veya sevgi sözleri ile şımartmadığı bir adamdan eğer kendisini geliştirmemişse bunları yapmasını evliliğin ilk yıllarında beklemek aslında biraz erken oluyor...Erkek zamanla içine girdiği aile ortamında eğer kadın zeki ise sevgisinide, öfkesinide,acısınıda göstermeyi paylaşmayı öğreniyor...Eskiden erkekler kadınlara sevişmeyi öğretirmiş ya şimdi de kadınalr erkeklere belkide insan gibi davranmayı öğretiyor...Bilmiyor mu erkekler nasıl davranacaklarını?? Hayır biliyorlar ama çok fazla yüzeysel...Çünkü kedi gibiler ailede anneden hep sevgi almışlar nasıl verilir bilmiyorlar...Kıskançlık ve yersiz öfkeler patlamalar hep bu yüzden...Kendileri için endişelenen,merak eden bir kadına olayın derinliğini anlamadan SENİ ARAMAYI UNUTTUM diye biliyorlar...
Bizim kızımızda çok kırılmış...Kırgınlıklarını konuşmuş ama belliki kapatamamış geçmişi..Şimdi en küçük sorunda hep o eski kırılmalar göz önüne seriliyor...Erkek aval aval bakıp "Dört sene olmuş birşey ama bu " derken bile karşısındakini kırdığının farkında bile değil...
Lütfen ilişkinizde ne yaşıyorsanız kırgınlıklara dair açık iletişimle, ima etmeden çözme yoluna gidin...Yoks asorunlar aslında küçücükken kocaman bir hal alabilir...
Peki ben ne yaptım...Onları dinledim ve hep söylediğim şu cümleyi kurdum ...Hayatın sonu gibi gelen yaşadığınız bu sorunu daha yaşarken çıkın o bedenden ve dışardan kendinize bakın...Belki biraz objektif olabilir ve neyi nekadar abarttığınızı görebilirsiniz...Asla ne senin ne de senin doğrun diğerinin doğrusu olmak zorunda değil...
Kardeşim dominant olmakta biryere kadar...Adamla hayat paylaşıcaksın evliliği sen şunu yaptın, ben ondan bunu yaptım diye sidik yarışına çevirmenin anlamı ne :D...Amaç çok önemli ben bu adamı yenerim, döverim mi yoksa ben mutlu olmak istiyorum mu ???
Onlara Yüzyılın Aşkları kitabından Enver Paşa ve Naciye Sultanın ilişkisinden örnekler verdim...İletişim çağında iletişim kuramadıkları içinse ayrıca tebrik ettim....Bir süre sonra yüzlerinden rahatladıklarını anlayabiliyordum çünkü sorun ettikleri şeylerin temelinde neler olduğunu daha iyi anlamış konuşmaları gerekenin gerçekte o olduğunu anlamışlardı...
Bu sevgi varya bu sevgi SENİ SEVİYORUM demek kadar kolay değil iş paylaşmaya geldiğinde ....Evlilikler de, sevgi de emek ister...İstanbul trafiğinde çıldırsanda,ekonomiden daralsanda, hergün en iğrenci ile karşılaşsanda insan olmayı ve sevgi paylaşmayı unutmamak gerek...
Portakalmavisi....

28 Kasım 2008

ÖNEMLİ MESAJJJ :P



Buzdolabına yapıştırmış bu mesajı bende fotoğrafına ekledim :D

Image Hosted by ImageShack.us

TERMİNATÖR OLMAK İSTİYORUM TANRIM :D

Benim oğlum çoğu zaman pek çok kimse uyurken kalkıp, okul için hazırlık yapar ve kavga dövüş yuvarlanarak servise iner...Şimdilerde O nu izlerken benden gittikten sonra neler yaşadığını düşünüyorum ... Hemen anlatmıyor her erkekte olduğu gibi canı çok sıkıldığında ya da dayanamadığında dökülüyor...
Bu sabah sevgili Buzcevheri HEDEF TÜRKİYE - 1 başlıklı bir yazı yazmış onu okudum...Yorumda yazdım ama baktım yorum çok uzun oluyor dedim okadar yeri işgal etmiyim...
İletişimin alıp yürüdüğü dünyada geride kalmamak adına herşeyi bir nebzede olsa anlamak adına yabancı dil öğrenmenin karşısında değilim...Yenilik, ilim neredeyse gidip alacaktık ya maalesef hep ingilizce olduğu için bu saydıklarım, evet bu dilleri öğrenmenin karşısında değilim...Karşısında olduğum kendi dilimizin bu diller karşısında asimile olmaya başlaması...
Alınan ürünlerin içinde Türkçe açıklama koymayı bile düşünemeyen bu ülkede Türkçeye çevrilmemiş elektronik eşyayı kaçımızın annesi kullanabiliyor...
Kardeşim Ortadoğu Ünv. Makina müh. mezunu...Şu anda yaşadığı ülkede İngilizce meslek terimleri yetersiz bulunduğundan ( sınava falan girip tespit edilmiş birşey yok eğitim aldığı üniversitenin diplomasının uluslararası geçerliliği ile alakalı ) Mühendis değil tekniker statüsü ile işe girebildi...Yaşadığı ülkede kendi mesleğini yapan ender Türk ünv. mezunlardan diyebilirim...35 yaşında iki sene daha okumalısın deniliyor mühendislik kadrosunda olabilmesi için :D...Sorun ne peki...Sorun açık ilk sene hazırlık okuduğu dille mesleki eğitim verildiği için yetersiz bulunuyor...
Aynı durumda kuzenimiz Ürolog ve O da bir zaman sonra maalesef Türkiyede yaşadığı bazı sorunlar yüzünden ( görev yaptığı hastanede erken yaşta doçent olması sebebiyle kendisine alınan tavır gibi ) sürekli yurt dışına gidip geliyor...Mesela erkeklerdeki bir çeşit kısırlığın giderilmesi için uyguladıkları bir yöntemin patentini diğeyim almaları için ingilizce sunumlar yapmaları gerekti ...Şimdi bu dili bilmeseler kendilerini o şekilde ifade edemeseler nasıl olucak bu...O yüzden karşı değilim ama gün geçniyorki ne konuştuklarını nasıl iletişim kurduklarını anlıyamadığım gençlerle karşılaşıyorum...Fotoğraf çektiğim için bazen Kadıköyde olmadık sokaklara daldığımda karşıma çıkıyorlar, asimileye karşıyım...Bir ülkeye en büyük zararı kültür, gelenek ve göreneklerini sarsmakla başlar zarar vermek...
Öz kimliğinden uzaklaşan bir nesil var...Kalplerinde kalan çeyrek imanı yobazlıkla yok edenlerin bu gün oy için attıları taklalar neye yarıyacak ...Hiç birşeye...
Gelelim oğluma ...Türkiyede ki güzel eğitim veren bir okulda okuyor...Olayı milliyetçiliğe dökmek istemiyorum fakat gelip gidip oraya dayanıyor...İngilizce eğitim veren öğretmen hanım İngiliz...Kendini üstün ırk sanan bu hanım üç kere oğlumu ağlatmış...Sebep şu kendi sağlıyamadığı disiplin...Çocuklar çok zeki en küçük boşlukları bile dolduruyorlar fakat o üstün ırk ve lütfedip bu ülkede İngilizce öğretiyor edasında olduğu için istenen kalem,ve fosforlu kalemleri getirmeyen 10 yaşındaki oğlumu ciddi ciddi hırpalamış...Nefret ediyorum bu durumdan küçük bir erkek çocuğu neden bunu yaşadığını bile bilmeden ama kız gibi ağladı dedirtmemek için durumu bana anlatırken yanaklarından akan yaşları silerkenki yüzündeki ifadeyi O na takındırdığı için Öğretmen sıfatı yüzünden saygı duymamız öğretilen bu hanıma saygı maygı duymuyorum...
İşin komik tarafı bu hanım on yıldır Türkiyede yaşıyor güzel Türkçe konuşuyor fakat milliyetçiliği yüzünden tıpkı şu İngiliz Beşiktaşın teknik direktörü beş sene hiç bir yayında türkçe kelime konuşmamıştı ya tıpkı onun gibi ev iletişim defterinede İngilizce yazıyor...Ben de ısrarla türkçe cevap yazıyorum :D...Kültürümüzü bilmiyor on yaşında bir erkek çocuğunu ( başka öğrenciler de var bunu yaptığı ) rencide edebiliyor(ki bu çocuk sınıfta çok başarılı...)
Nefret ediyorum bu ikilemlerden...Evet bencede Türkçe...Ama kim bana bunun ilerde eğitim öğrenim açısından yetersiz kalmıyacağının garantisini verebilir...
Ben herzaman çok güçlüyümdür...Oğlum benim ikiyüz yaşımda öleceğimi ve terminatör olduğumu düşünür...Korktuğumu,ağladığımı, zayıflıklarımı hep dozunda gördü...Şimdi O nun canını yakan bu öğretmen karşısında nasıl davranacağımı biliyorum çok merak ediyor...Sünger gibi davranışlarımızı emiyor...Karşılaştığı zorluklarla bizim gibi mücadele ediyor...Tabi durum böyle olunca bende gidip o kadını lav silahımla yakamıyorum :P.Bu hanımı bu havaya sokan sistemden de nefret ediyorum...Okula gidip hanım hanım bu hanımla konuşup İngilizce bilmeme rağmen tercüman aracılığı ile konuşacağım :D.Doğa yıda görürüm belki O oğluma hayran oğlum Fenerbahçeye...
Not: Komik birşey söyliyeyimde gülün...Günlüğün gizli tutulan birşey olduğunu çakmaması için hani herşeyi bizimle paylaşması için bende koftiden bir günlük tutuyorum ve akşamları O na yaşadıklarımı okuyorum aahhahahah! O da aynısını yapıyor bazen bize anlatmadıklarını yazdığı için bizde öğreniyoruz....Mesela babasının arkadaşının kızı var Öykü kız çok üstüne düştü diye elimde olsa Fizana kaçarım yazmış...Fizan neresiyseymiş ahahahah!

Portakalmavisi...

26 Kasım 2008

HAYAT BİLDİĞİ GİBİ GELSİN


Etrafımda üzgün insanlar gördüğümde inanılmaz kendimi rahatsız hissediyorum...Herşeye çözüm yaratan pratik zekam zaman zaman gırç olup kaldığında çok kıstırılmış hissediyorum kendimi...Benim bir beynim,iki kolum,iki bacağım daha olmalıymış aslında en güzeli sihirli değnekte demode oldu diye umut edilenlerin içinde saymıyım dedim...
Ne oluyor size ...Ne bu karamsarlığınız...Yalnızlıktan, insanların yozlaşmasından dem vurmalar...Tamam dem vuralım ama ne olur herşeyi kendi bünyemize sokmayalım...Okadar karamsarlaştıki yazılar ve bir okadar umutsuzcaki hepinizi gelip teker teker silkelemek geliyor içimden...Farkındalıklar güzel en azından vurdumduymaz değilsiniz etrafımızda olup bitenlerle ilgilisiniz...YAni böyel olmalı kendinize dönmeyin ne olur bakın ülkemizde neler oluyor...Çok yalnızım diye uyuşurken neler kaçıyor ne olr kendinize gelin....
Birde şu tarafından bakın...Ben bir çocuk yetiştiriyorum ve birtanede bebek bekliyorum...Bu ülke okadar kötü zamanlar atlatmış ki...Kardeş kardeşi vurmuş, insanlar aç kalmış,ellerindeki varı yoğu kurtuluş savaşında toprağı için ortaya koymuş, koskoca bir fakulte tüm mezunları şehit olduğu için o sene mezun verememiş,insanlar taşlarla dolu toprakları elleriyle temizleyip verimli hale getirmiş...
Herşey otomatiğe bağlanmış hayatta, fişi takıp hayatı bukadar kolaylaştırmışken neden bu insanların uzaklaşmasından,yalnızlıktan,depremden korkmak,geleceğe dair umutsuz olmak....
Kültür farklılıkları büyük şehirlerde en pis yüzünü gösterdiği için hep genelleme yapıyoruz...Çünkü küçük yerlerden gelenler maalesef inadına o kültürü devam ettirmekte ısrar edip büyük kente uyum sağlamak istemiyorlar...Tüm yozlaşmalar bundan kaynaklanıyor...Aile içi seviyesizlikler, zamanında dozu ayarlanamamış tabu diye dayatılmış,ayıp diye susulmuş, insan varoluşunu, dürtüleri,arzuları konuşamamızdan kaynaklanıyor...
Sapıklar, sapkınlıklar eskiden bukadar varmıydı??? ...Bu gün gazete de okudum bir dede iki torununa cinsel taciz yaparken kızı tarafından yakalanmış...
Caydırıcı olmayan kanunlar, oy yüzünden yüzeysel alınan kararlar ve maalesef üreme sorununa çözüm bulunamadıkça daha pek çok sorunla karşılaşacağız...
Oy kaybından korkulduğundan kendi içlerindeki yaşama müdahale edilmemiş Güneydoğu ve Doğu bölgeleri kendi içlerinde şeriat kanunları ile yaşarken sapıklıklarının adını İmam nikahı cinayetlerinin adınıda TÖRE koymuşlar...
Şimdi İmralıdaki şartlarıda yetkililerin kendi cümlelerine göre söylüyorum iyileştirme yoluna giderlerken İmralıya turistik gezi turlarıda başlatıcaklarına inanıyorum...Binlerce şehitin katilinin durumu iyileştirilirken TÜRK halkının ONURU DÜŞÜNÜLMÜYOR MU???
Yalnız değiliz...Dünya tarihinde var olan her insanın yaşadığı ruhsal durumları yaşıyoruz...Seviyoruz,seviliyoruz,terkedip, terkediliyoruz evet zaman zaman umudumuzda olmuyor ve yalnız ağladığımızda yaslanacak bir omuz bulamıyoruz...Ama sizden daha zeki olmayan ve nefes aldığınız topraklarda çıkarı olanlar birlik oluyor ve inceden inceden planlar yapıyor...Yalnız değiliz, Ahmedin, Ayşenin yaraladığı kalbinizi önemsemeyin demiyorum ama ne olur bukadar kendinize dönmeyin...Bırakın hayat bildiği gibi gelsin...Ve biz hep yere sağlam basıp sorunların karşısında dimdik duralım...
Portakalmavisi....

11 Haziran 2008

BLOGLAMADA ŞABLONLAMA

Eğer benim gibi çok renkliliği seviyor, sevdiğiniz konu hakkında uzun araştırmalar yapıp zaman harcıyor ve monotonluk katılmadan yenilemek ve her yenilediğiniz şeyde mutlu olmak isteyenlerdeyseniz öncelikle şablon seçeneklerini sunmak isterim...Ben beğendiğim şablonları sunayım sizde eğer severseniz indirebileceğiniz adreslere ulaşın...



Şablon adı : News from the sky



Şablon adı : Birdie’s Good Life





Bu aynı zamanda benimde kullandığım şablondur.Ben memnunun 3 sütunlu güzel bir şablon 3 column diye geçiyor :D
Şablon adı : Nyoba780




Şablon adı : Nyoba





Şablon adı : Butterfly


Şablon adı : Wow


Şablon adı : Flowers

Şablonun adı : Softlight




Şablon adı : Flogger Negro



Şablon adı : 3 Column Dark


Sanırım şimdilik bukadar yeterli...Ben bayağı araştırıyorum sonuçta ilginç şablonlar insanın daha çok dikkatini çekiyor...Dilerim sizde kullanabilirsiniz...

Kaynak:http://www.giselejaquenod.com.ar/blog/blogger-templates/

http://best-template.blogspot.com

2 Haziran 2008

TEŞEKKÜRLER


Blograzzi günün bloğu olarak benim bloğu seçmiş...Olayı görmemişin bloğu olmuş havasına dönüştürmeden teşekkür etmek istedim...:D Sevindim yahuuuuu...Neyse yoktum bir kaçgündür dönüşüm nokta atış bağbında oldu mutluyum gururluyum...Bu gün çektiğim bir kaç fotoyu size armağan ediyorum beni yalnız bırakmayan yorumlarını esirgemeyen çebgili okuyucularım Öptümssss....



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı