Uğur böcekleri ile aramda tuhaf bir samimiyet vardır...Dünyanın neresinde olursa olun onlar beni bilir bende onları...Kelebeklerle de öyle aslında ama kelebekleri uğur böcekleri kadar sevmem...
Sekiz yaşıma gelmemiştim sanırım Polyanna isimli kitabı okuduğumda...Çok şaşırmıştım bir hediye paketi içinden çıkan koltuk değnekleri ve sonucunda başına cidden bir kaza gelip o değnekleri kullanmak zorunda kalışında bile pozitif durmasını olumlu olmasını...
Dokuz yaşımda başıma bir kaza geldi...İçinde altı çocukla sol ayak bileğimin üstüne kocaman bir bahçe salıncağı düştü...Zemin beton olsaymış ayağım koparmış fakat toprak zeminin içine gömülen ayağım bilekten dize kadar darmadağın oldu...Öyleki ayağımı alçıya dahi almadılar...Bilmeyenler için söylüyorum kocaman kalın etle,Edremitten getirtilen özel etli zeytin çekirdeği kırılarak hepsi birden sabah akşam ayağıma kondu...Bir sene zaten basamadım ve sürekli koltuk değnekleri ile dolaştım...Evimizin verandasında oturur bahçemizde büyüyen henüz boyumu yeni geçmiş çam ağaçlarını izlerdim ....Bir gün ağaçlara kadar hoplaya zıplaya gittiğimde karşılaştım uğur böcekleri ile...Önceleri avucuma alırken sonra küçük bir kaba doldurup onlarla birlikte verandadaki yerime dönüp elime alıp " uç uç böceğim annem sana terlik pabuç alacak "...Uçarlardı elbet ve bende ayakkabılar terlikler hayal ederdim..Çünkü henüz ne ayakkabı ne de terlik giyemiyordum...Günlerim böyle geçti...Kış geldi geçti o halde okulumada gittim ve bir sene sonunda bastığımda koltuk değneklerimi bırakamadım hep evimizde durdu...Polyannayı okumasaydım belkide okadar umutlu olamazdım bilmiyorum...Bir sene sonunda hafif aksadığımı farkettiklerinde hiç korkmadım hep olumlu düşündüm...Kemikler kaynarken aralarına et sıkışmıştı .Daha önceden söylenen ayağın büyüme kıkırdağı zedelenmiş sözünün yanında üçbeş et sıkışması neydiki :D...Heleki annem kardeşime hamileyken onların yanında yüzüme yüzüme söylendiğinde bu yanlış teşhis ben kendimi nasıl telkin ettiğimi ama babamın annemi telkin edemediğini ne çabalar verdiğini hala anımsarım....
Uğur böcekleri en canımın acıdığı dönemde benim arkadaşlarım olmuştu...Onların tesellisini unutamam...Ben iyileşir birde bunlar gibi uçarım beaaa!!!
Evet iyileştim...Güzel güzel ayakkabılarım da oldu...Koltuk değneklerimin üstüne uğur böcekleri çizdim :D ...Hiç bir sorunum kalmadı sadece yağmurlu havalarda ince bir sızı olur oda hayatta acı da var dedirtir derinden ve geçer gider...
Portakalmavisi.....
7 yorum:
öncelikle geçmiş olsun Sevgili Agnus ve yine şaşırttın beni. annemin deyimi ile kazık oldum ama hala bana yaşam sevinci veren ağlıyorken bile gülümseten nadir şeylerden ikisidir, uğur böcekleri ve kelebekler... inandığımdan mı yoksa gerçekten bir tılsımları olduğundan mı bilmiyorum ama ne zaman seçilsem onlar tarafından iyi bir şeyler olur hayatımda... uğur böceklerin ve kelebeklerin hiç eksilmesin, sevgiler..
Çocukken ne çok görürdüm uğurböceklerini. Sanki her yerdeydiler. Şimdi neredeler? hiç göremiyorum. Sanki toplanıp göç ettiler...
Pollyanna'yı okumasaydık bu hayata bu kadar eyvallah eder katlanırmıydık acaba.Benim de hayatım mutluluk oyunu oynamakla geçti,iyi ki de böyle geçti.Çünkü her başıma gelen şeyde vardı bir hikmet bunu zaman geçince öğrendim.Senin için gizem uğur böcekleri, benim için se kuş tüyleri.Sevgilerin gönlünde çoğalsın.
bu ağır ve acı olayın sende sadece pollyanna'yı hatırlatmasına ve belki de o dönemin tek iyi yanının tanıkları olan uğurböceklerini bırakmış olmasına ve geçmiş olmasına çok sevindim.
@Nly, o küçük yaşımızda bize en güzel gelen şeylerin uğuruna inanmak kadar güzel hiç birşey olamaz bunu benden iyi kim bilebilir ki değil mi :D
@Aydan atlayan kedi,Geçen gün annemin evinde pencerede gördüm bende, sanki çocuk oldum ama ellemeye kıyamadım...Sanırım bazen sadece bakıyoruz...
@Sufi, Bu okunan şeylerin insana kattıkları ile alakalı bir takım savlar varsa hepsi doğru...Önemli olan doğru yönlendirilmek aslında...Polyanna ve diğer çocuk klasikleri farklı dünyalardı benim için...Neden televizyona az kitaba çok zamana izin verildiğini anlamak geç nasip oldu ama aileme çok şey borçluyum ...
@Beenmaya,İçimde barındırmak istediğim kadarına izin var acıların,önemli olan neyi ötelediğin ya da unuttuğun değil neleri unutmak anımsamak istediğin ve ben hayatımın o döneminden bunları seçmişim kendime ...Teşekkür ederim
bir masal gibiydi yaşadıkların içimizi cayı cayır yakan ama umut dolu çok sevindim şimdi iyi olmana, her yaşananda bir hayır var belliki o yıl sen hayat adına çok şey öğrendin
@Siminya, evet canısı mesela toprak ve suyu karıştırınca bir sürü heykelcikler yapabildiğimide o dönem öğrenmiştim :D ... Teşekkürler
Yorum Gönder