2 Eylül 2007

DEĞME BANA

Sanki beni bilmezmiş gibi bakıyorsun yüzüme
Anlamsız, manasız
Ne vakit sevişmek gelse aklına kaçıyorum senden
Bedenine değil yüreğine karışmalarım var benim
Bu yüzden sözcüklerim kafir
Bu yüzden en dipsiz kuyulardan sana el değmemiş
Işık yüzü görmemiş cümleler topluyor çıkartıyorum
Gelme üstüme,
Ben bu ömrü sana değmeden tüketebilirim
Seni böylesi yakın
Seni böylesi uzak yaşayabilirim
Ne vakit aklın takılsa sevişme isteğine
Sana arsız cümleler kuruyorum
Ezberim iyi değil
Güzel şiirleri biriktirip sana bağıra bağıra okuyamıyorum
Cümlelerim var senin için
Sana içimdeki sana dair ne varsa hoyratça söylüyorum
Aklından çıksın istiyorum sevişme isteğin
Sırtımda bir güzel sözler bohçası yok
Dokunma bana,
Gölge bilgisi olmuşluğumdan değil
Işığıda unutmadım
Sen bir karanlık ırmağı değilsin bende
Ya gözlerin Ahh onlarla titreyişim
Ben seni sana dokunmadan sevmeyi seviyorum
Hani ilişsem sana
Sanki bu büyü bozulacak
Sanki iksirli sular dökülecek
Sanki sihirli dokunmuş değnek kırılacak
Ne sen kuşatabileceksin bedenimi ne şeytan
İşgallerede savaşlarada kuşatmalarada karşıdır bedenim
Yalnız yürek fetihlerim var benim
Kadınları sevdim,hala sevmekteyim
Acılarım var onlardan topladığım
Kapanmaz ve çiğ yaralarım
Ne sessizce giden bir yara bırakmadan gitti
Ne hoyratça gelen yaralarımı öptü
Gelende birdi gidende
Yüreğimin duvarlarına acılarından astılar
Ben bir acı çıkartma ayiniydim onlarca
Onlar bence hüzün dökme baharlarıydı
Sararan son sancılı yapraklarını bana bırakıp
Yeni baharlara çevirdiler yeşerecek tomurcuklarını
Güneşe bakan çiçekleri gibiydiler
Sırtını dönüp karanlığıma çıkıp gittiler.
Şimdi bana dokunma
As yaralarını duvarlarıma
Bırak sende son sararan sancılı yaprağını bulvarlarıma
Ve çık git
Çünkü Ne sen kuşatabileceksin bedenimi
Ne şeytan…
ŞENOL ÖZCAN

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı