


Yani onların birden bire o yumak halleri ile karşılaşınca insan sıcacık birşeyler hissediyor...Kaç kişiydik anımsamıyorum ama sanırım ondan fazlaydık hepimiz erkekli bayanlı huzur olduk bu sonbahar pikniğinde...Ördekleri izledik, köpekleri besledik, insanın insana olan açlığından konuşulmayan konu kalmadı...İrdelemediğimiz insan ilişkisi çeşidi kalmadı...Nekadar dolmuşuz, nekadar yalnızmışız ve nekadar insanmışız...Çoğumuzo gün orda ilk defa tanıştık ama paylaşmadığımız sıkıntımı kalmadı...Hani toplu terapiye gitsek bukadar mı memnun kalırdık bilmiyorum...
İnsan şunu farkediyor...Sonbahara da fazlaca önyargılı olmamak lazım...Her sonbahar aynı olamıyabilir aslında...Şu çektiğim ilk fotoğraf nekadar masalsı değil mi ?Hani ben bunları Pazar gününün gazıylamı yazıyorum bunuda bilmiyorum ama doğanın hayata tutunma çabasını görünce yemişim krizini diyorum...Karamsarlık adi bir bahaneye bakıyor yaşasın mutluluk ve yaşasın sonbaharın hayatta kalma savaşı...
Hava hafif kapalıydı tam battaniye altından televizyon seyredip pinekleme havasındaydı... Onca geçen yorucu günden sonra şöyle düşünmüştü...
Evde olmak çok güzeldi veeeee YAŞASIN TATİLLLLLLLLLLLLLLLLLLL di :D
Not: Fotoğraflar şahsıma aittir :D
Aslında herşey işte şu yaprağı çekicem derken oldu...Akan suda yayım yayım yayılmış nede güzel salınıyordu terbiyesiz...
Günden arta kalanlar;
Sen mutlu oldukça dönücek bu dünya
Geri gelmiyecek çocukluğun unutma
Kendini kocaman hayallere
Çocukça yanlışlıklara
Salla salıncağınla
En sevdiğin şarkılarınla
O çıplak ayaklarınla
Alabildiğince mutluluklara
Sallan salıncağınla
Unutma!!
Sen mutlu oldukça dönecek
Bu dünya
Portakalmavisi
...