
27 Mayıs 2008
KOMİKÇELER....
UÇ UÇ BÖCEĞİM ANNEM SANA ....

Ya yaz geldi toprakla kucaklaşmak, çimlere yalın ayak basıp kumsalda paçalarıma denizi çarptıra çarptıra koşmak istiyorum...Uçan kelebeklere inat limon çamları arasında uğur böcekleri bulmak istiyorum...Şöyleee gece oldumu hareket eden uydulardan fal tutup kayan yıldızlarda dilek dilemek istiyorum...Savulmuyoki yaz içine atlayayım ...Yani mümkün olsa sırt üstüde yatabilirim de sorumluluklar Allah cezanısı verecek ...Uç uç böceğim yoksa alnının ortasına terliği yapıştırıcam ...
26 Mayıs 2008
DÖN BAK DÜNYAYA
TAMAM YAVRUM İYİ SAKLAN :P


MODERN ZAMAN ZIMBIRTILARI

HAFTANIN ŞARKICISI

I step out of my element.
To see whats going on in my neigbourhood
A message from the government gonna spend all your money cause it makes them feel good
Taken from my magazines
selling us the right way to goooooo
giving me my medicine i fed my son
cause they no something we dont now
* Don't be telling me i ow ya somthing,dont be makin something out of nothing, pass the ball an 1 thing an a nothing so you wont get a place in my heart, so you wont get a place in my heartuse me if i sing desperate.watch your mouth dont speak out of timewe now that man is a ruthelesly hardthats why I'll never get a place in my heart
[Repeat *]
OooOoo tried to look all inside dont waste no one tried to look behind your eyes now i dont no i dont
[Repeat *]
(no you wont get a place in my heart)in my heart yeah i lost the place you have in my heart
[Repeat *]
David Jordan 1985 yılında İngiltere’de dünyaya geldi. 11 yaşında şarkı yazmaya başladı. 90’ların başında David’in okul arkadaşlarının çoğu grunge, house ve hip-hop dinliyorlardı. David ise her zaman beyni hayallerle dolu olan, tek düze öğrenci profiline uymayan ve klasik müzik seven bir gençti. Bir süre sonra annesinin eski soul plaklarına daldı ve Marvin Gaye, The Jackson Five gibi isimleri keşfetti.
Bu isimleri James Brown, Jimi Hendrix, Cab Calloway, Guns N’ Roses, Prince ve Lenny Kravitz izledi. Pop-rock etkileşimli şarkılar üretmeye başlayan David’in müzikteki idolü ünlü şarkıcı Prince’di.Üniversite yıllarında, akşamları Starbucks’da çalışıp gündüzleri drama eğitimi aldı. Geceleri ise soluğu Old Street bölgesinde yer alan Fortress stüdyolarında alıyor, aynı zamanda prodüktör olan arkadaşı Jack Freegard’ın yardımlarıyla yeni şarkılar kaydediyordu. Çok fazla şansı olmadığını biliyordu; fakat şans bir gün yüzüne gülünce kendisini Trevor Horn ve Jill Sinclair’in parçlarından birinde konuk vokalist olarak buldu. David’in vokalinden çok etkilenen Horn ve Sinclair, ona yeni kapılar açmaya hazırdı.
Demolarını toparlayarak yeni kayıtlar hazırlayan David, 18 ay sonra ilk solo albümünün çalışmalarını bitirmiş ve performans grubunuı kurmuştu.İlk single’ı “Place In My Heart”ı çıkardığında modern Michael Jackson çizgisinde ilerlediği söylenen müzisyen, ilk albümü “Set The Mood”u 29 Ekim 2007’de piyasaya sürdü.
23 Mayıs 2008
CANIMM ERİK :D

BU AKŞAM EVDEYSENİZ ANNEMLER SİZE GELİCEK

22 Mayıs 2008
NOUVELLE FRANCE ( UMUTLAR ÜLKESİ )

Jean Beaudin’in yönettiği ve Noémie Godin Vigneau, Gerard Depardieu, David La Haye ve Sébastien Huberdeau’nun oynadığı film ‘Umutlar Ülkesi’ (Nouvelle France - New France)
21 Mayıs 2008
DÜŞÜMDE

DÜŞÜMDE
Elimde kocaman pembe bir kalem
Onunla güneşi bile pembe karalarken
Balıktan trenler geçiyordu az ilerden
Kocaman bir kedi elinde pastasıyla
Top sektirirken saatine bakıyordu bir yandan da
Koşmak geldi içimden o trenin peşinden
Fırlattım kocaman pembe kalemi elimden
Ya karalamaktan vazgeçmiştim
Ya da beklemekten
Yağmur yağarken gerçek balıklara dönüşen
trenin peşinden
Öyle mutluydum ki
Pespembe göle atlarken
....
Agnus...
DAĞDAN MI GELDİNİZ DİYARBAKIRDAN MI ???
Demet Akalın'ın "Dağdan mı geldiniz, Diyarbakır'dan mı?" sözlerine öfke büyüyor..
Bodrum'da , ünlü Pop Müzik Sanatçısı Demet Akalın, Rixos Otel'in ev sahipliğini yaptığı organizasyon ile konser verdi. Demet Akalın'ın seyircileri coşturmak için sarfettiği sözler ise, dinleyenlere 2. Aysun Kayacı vakası mı dedirtti. Dinleyicilerine " Dağdan mı geldiniz, Diyarbakır'dan mı?"deyince seyirciler neye uğradıklarını anlayamadılar. Sanatçı, Bodrum'da iskeleden yürüyerek geçilen otele ait özel adada verdiği konserde hayranlarına eğlenceli dakikalar yaşattı. Hareketli şarkılarla konserine başlayan sanatçı, slov şarkılara da yer verdiği konserinde dinleyenlerde şarkılara eşlik etti.İlk şarkısının ardından "Herkes hoş geldi" diye sözlerine başlayan sanatçı gülümserken "Ne oldu soğuktan ağzınız diliniz tutulmuş olabilir de bari tempo falan alkış. Abi Diyarbakır'dan mı geldiniz hepiniz? Dağdan mı? Nerden geldiniz anlamadım yani. Moron moron bakıyorsunuz abi. İnsan bir tempo bir alkış bir şey yapar yani. Soğuk soğuk şurda şortla çıktık. Çok ruhsuz başladınız geceye" dedi. Sanatçı sözlerinin ardından hareketli şarkılarla devam ettiği konserinde dinleyenleri coşturdu.Mankean Aysun Kayacı da daha önce katıldığı bir televizyon programında benimoyum dağdaki çobanla bir olamaz deyince başta siyasiler olmak üzere toplumunf arklı kesimlerinden sert tepkiler almış ve Kayacı özür dilemişti.DİYARBAKIR'DA AKALIN'A ÖFKEDiyarbakır'lı kasetçileri ayağa kalktı. Müzik market işletmecileri Akalın posterlerini yırtarken, kasetlerini bir daha satmayacaklarını söylediler. Müzik market işletmecileri Demet Akalın'ın kaset ve CD'lerini satmama kararı alırken, ellerinde bulunan kaset ve CD'leri raflardan indirdi. Camlarda bulunan Akalın'ın posterlerini yırtatarak tepkig österdilerDiyarbakır'da bulunan müzik market işletmeçileri, Demek Akalın'ı öfkeli olduklarını belirterek"Böyle bir şey demesini öncelikle şiddetle kınıyoruz. Diyarbakırlı olupta, dağdan inmek çok ters bir kelime. Bunu söylemeye kimsenin hakkı yok. Buradaki insanlar Demek Akalın'dan daha kültürlü, daha bilgili, konuşmasını ve hareketlerini bilen daha saygılı insanlardır."dedi.Sanatçıyı bölücülük yapmakla suçlayan Diyarbakırlı vatandaşlar ise "Bu sözler sanatçıya yakıştırmıyoruz. Kendisini kınıyoruz. Bizden özür dilememesi halinde dava açacağız kimsenin bize hakaret etmeye hakkı yok. Zaten kendisini sanatçı görmediğimiz gibi böyle şahsiyetleri tanımıyoruz. Demet hanım bu sözlerle bölücülük yaparak toplumu tahrik etmiştir"şeklinde tepki gösterdiler.
ÇARŞI SADECE MURO YA KARŞI DEĞİL!!
Televizyonda beğenilen işlerin reytingini sinemada gişe hasılatına çevirme yöntemi çok tuttu. 'Kurtlar Vadisi'ndeki 'Muro' karakteri ve 'Köprü' dizisi bu yaz sinema filmi olarak izleyicinin karşısına çıkacak.
Televizyonun sinema sektörüne katkısı sadece parasal olarak değil reyting anlamında da devam ediyor. Günaydın'ın haberine göre; televizyonda yayınlanıp sevilen iki dakikalık skeçten 'Recep İvedik' adlı 4 milyon 265 bin seyircili bir sinema filmi yapan Şahan Gökbakar'dan sonra televizyon yapımcılarının iştahı iyice kabardı. Sırada iki sezondur Star'da yayınlanan ve ilgiyle izlenen 'Köprü' dizisinin sinema filmi olma projesi var. Erdal Beşikçioğlu, Ayşegül Ünsal gibi isimlerin başrolünü paylaştığı dizinin finali sinemada olacak. Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nun mesleki hayatını konu alan dizinin öyküsü ünlü edebiyatçımız Ayşe Kulin'e ait. Yapımcı Koliba Film bu yaz çekeceği filmde yine dizideki oyunculara rol verecek.
'Kurtlar Vadisi-Pusu' dizisine yeni katılan 'Muro' karakterinin de gördüğü yoğun ilgi üzerine sinema filmi olmasına karar verildi. İlginç replikleriyle son dönemin televizyon fenomenlerinden biri haline gelen 'Muro' ile yardımcısı 'Çeto'nun serüvenlerini anlatacak sinema filmi bu yaz çekilecek. Başrolü Mustafa Üstündağ oynayacak.
Televizyonda sevilen karakterler üzerine film yapma geleneğini ülkemizde Osman Sınav başlattı. 'Deli Yürek' dizisi 'Bumerang Cehennemi' adıyla sinemaya uyarlandı ve büyük başarı elde etti. Daha sonra 'Asmalı Konak' da finalini sinema filminde yapmıştı.
BİLGİSAYARA DAİR
UYKU KONUMU TEHLİKELİ
Bilgisayar güvenliği uzmanları, özellikle dizüstü bilgisayarların "uyku" veya "bekleme" konumlarında saldırılara açık olduğunu tespit ettiler.
Teknoloji hayatımıza kolaylık sağlarken, sakınılması gereken tehlikeleri de beraberinde getitiyor. Bugün Gazetesi'nin haberine göre, ABD'nin Electronic Frontier Foundation (EFF), Princeton Üniversitesi ve diğer bilgisayar güvenliği kuruluşlarından bir ekip, laptoplar, başlat komutu verilip kilitli bırakıldığında, kapağı kapatılıp "bekleme" ya da "uyku" konumuna getirildiğinde, bilgisayarın ekranı açmak için "şifre" aramaya başladığını belirterek, şifrenin RAM'de kayıtlı olmasından ötürü de bir anda kötü niyetli saldırılara açık hale geldiğini kaydettiler.
Bunun bazı popüler disk şifreleme teknolojilerinde, şifrelenmiş veriyi saldırıya açık kılan büyük güvenlik açığından kaynaklandığını belirten bilgisayar güvenliği uzmanları, bu açığın kapatılması amacıyla Microsoft'un BitLocker, Apple'ın FileVault ile açık kaynak TrueCrypt ve dm-crypt ürünlerini geliştirenlerle temasa geçtiklerini bildirdiler.
19 Mayıs 2008
DİKKAT DİKKAT
Yaz gribi ise bilinen grip (Virüs enfeksiyonları) den farklıdır, gribin aksine saman nezlesi gibi havadaki parçaçıklara karşı gelişen bir alerjidir. Saman nezlesi ve yaz gribi tıp dilinde allerjik rinit olarak bilinen durum için kullanılan yaygın isimlerdir. (Rinit, burun iltihabıdır.)
Her yıl çok sayıda insan allerjik rinite yakalanmaktadır. Bazıları çok hafif atlatırken bazıları için çok ağır geçmekte, işlerini engellemekte ve yaşam kalitesini bozmaktadır.
ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?
Bir bitki veya hayvana ait bir parçaçık vücüda girerse (gözü kaplayan zardan, burun veya boğazdan) bu istilayı önlemek amacıyla bağışıklık sistemine ait bir yanıt gelişir. Normal şartlar altında bu yararlı, doğal bir korunmadır. Bununla birlikte bazı kişiler bir takım maddelere karşı aşırı reaksiyon göstermektedir. Bu maddelere allerjen, kişilere ise allerjik denilmektedir. Bu olay ailevi olarak görülme eğilimi göstermektedir.
Allerjenler vücudu antikor yapmak üzere uyarırlar. Bunlar daha sonra allerjenlerle birleşerek, vücudda bu şekilde istenmeyen etkilere yol açan bazı kimyasal maddelerin salgılamasına neden olurlar. Histamin bunlar içinde en iyi bilinen kimyasal maddedir. Bu madde burun zarlarının şişmesine, kaşıntıya, tahrişe ve aşırı miktarda sümük oluşmasına neden olur.
HANGİ ALLERJENLER RİNİT YAPAR?
Havada taşınabilecek kadar küçük ve hafif olan hayvan ve bitki proteinleri gözümüz burnumuz ve boğazımızdaki zarlar üzerinde birikirler. Polenler, mantar sporları, hayvan tüyleri ve ev tozu bu parçaçıkların en sık rastlananlarındandır.
HANGİ POLENLER SORUN OLUR?
İlkbaharın erken dönemlerinde saman nezlesine polenler yada çevrede sıklıkla rastlanan ağaçlar neden olmaktadır. İlkbaharın geç dönemlerinde ise polenler çayırlardan kaynaklanmaktadır. Renkli süs bitkileri nadir olarak allerjiye neden olmaktadır. Çünkü onların polenleri havayla taşınamayacak kadar ağırdır. Bu bitkilerin polenleri bir yerden bir yere böcekler tarafından taşınmaktadır. (arılar, kelebekler)
Bazı bitkiler ise Ağustosun sonunda polen vermeye başlarlar. Bu eylül ayı boyunca devam eder. Kimi zaman ekim ayına kadar veya ilk soğuklara kadar polen verdiği olur.
MANTAR NEDİR?
Mantarlar ekmeği küflendiren, meyvaların bozulmasına neden olan küflerdir. Aynı zamanda kuru yapraklarda, çayırlarda, samanda, tohumlarda diğer bitki ve toprakta da bulunurlar. Soğuğa dirençli oldukları için allerji sorunu uzundur ve karın toprağı kapattığı dönemler dışında tüm bir yıl sporları havada bulunur.
Ev içinde mantarlar ev bitkilerinde ve onların saksı toprağında yaşar. Bodrum katları ve çamaşır odaları gibi nemli yerlerin yanı sıra peynirde ve mayalanmış içkilerde de bulunurlar.
TÜM YIL BOYUNCA SAMAN NEZLESİ NASIL DEĞİŞİR?
Allerjenler hayvan artıkları (kediler, köpekler, atlar, yün) kozmetik malzemeler, mantarlar, yiyecekler ve ev tozlarıda dahil olmak üzere bütün yıl boyunca bulunurlar. Ev tozu, mobilyalardan dökülen selülozdan, mantardan, ev hayvanlarında dökülen artıklardan ve böcek parçalarından oluşan karmaşık bir yapıdır. Allerji kışın sıcak hava sistemlerinin açılmasıyla ev tozunun etkisi altında artmaktadır.
ALLERJİ ZARARLI OLABİLİRMİ?
Allerjik kişilerin soğuk algınlığına, sinüs enfeksiyonu ve kulak enfeksiyonlarına olan hassasiyetleri artmıştır. Bu hastalık onları allerjisi olmayan insanlardan daha fazla rahatsız edebilir. Hatta bazen daha ağır olarak bu kişilerde astım gelişebilir.
SİZ NE YAPABİLİRSİNİZ?
İdeal olarak allerjinizin oluştuğu yerden uzakta yaşamayı seçebilirsiniz. Örneğin sadece deniz havası teneffüs edebileceğiniz bir yerde veya hiçbir şeyin yaşamayacağı kadar kuru bir iklimde yaşamanıza devam edebilirsiniz. Ne yazık ki bu ideal uygulama nadiren yapılabilir. Ancak aşağıda sıralanan kendi kendinize yardım önerileri denemeye değerdir.
1. Çimleri keserken veya ev temizliği yaparken polen maskesi takın. (birçok eczaneden temin edilebilir)
2. Isıtma ve havalandırma sistemlerindeki filtreleri aylık olarak değiştirin yada bir hava temizleme aygıtı kullanmaya başlayın.
3. Polenlerin çok yoğun olduğu dönemlerde kapıları ve pencereleri kapalı tutun.
4. Evde bulunan bitki ve hayvanlardan uzak durun.
5. Kuş tüyü yastıkları, yün battaniye ve yün örtüleri pamuk veya sentetik maddeden yapılmış olanlarla değiştirin.
6. Gerekli olduğunda yeterince antihistaminik ve dekonjestan kullanın.
7. Yatağınızın baş tarafı yukarı kaldırılmış bir şekilde uyuyun. Bunun için yatağınızın baş tarafındaki ayakların altına birer tuğla koyabilirsiniz.
8. Genel sağlık kurallarına uyun.
Hergün egzerzis yapın.
Sigarayı bırakın ve diğer hava kirliliğine neden olan şeylerden uzak durun.
Dengeli beslenin karbonhitratları aza indirin.
Dietinizi vitaminler ve özelliklede C vitaminiyle destekleyin.
10. Doktorunuzun tavsiyelerine uyun
Kış aylarında iyi bir nemlendirici kullanın. Çünkü kuru ev içi havası birçok allerjik kişinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Ancak nemlendiricide mantar üreme şansına da dikkat edin.
DOKTORUNUZ SİZİN İÇİN NE YAPABİLİR?
Kulak Burun Boğaz uzmanınız tam bir kulak, burun, boğaz, baş ve boyun muayenesi yapacaktır. Dikkatli bir değerlendirme sonucunda doktorunuz şikayetlerinize herhangi bir enfeksiyonun yada yapısal bir bozukluğun yol açıp açmadığına ve bunlara yönelik uygun tedaviye karar verecektir.
Allerji tedavisinde bir çok ilaçtan yararlanılmaktadır ve dokturunuz bunlar arasından size en uygun olanını seçecektir. Bunlar arasında antihistaminikler, dekonjestanlar, kromolin ve kortizonlu ilaçlar vardır. Şüphelenilen bir allerjinin medikal tedavisi aynı zamanda çevre kontrolü danışmalığınıda kapsamaktadır. Sonuç olarak detaylı bir hikaye ve iyi bir muayeneden sonra doktorunuz hangi maddeye karşı allerjiniz olduğunu tespit etmek için testler önerebilir.
Solunum havasındaki allerjenlerin tek tedavisi spesifik olarak o allerjene karşı antikor oluşturacak enjeksiyonlar yapmaktır. Bundan önce hassasiyetinizin gerçek nedeni bulunmalıdır. Allerji araştırmaları ya kan tahlili yada deri testi şeklindedir. Modern testler sadece hangi maddeye karşı allerjiniz olduğu değil bu allerjinin düzeyi de ortaya çıkmaktadır. Bu, eğer enjeksiyon gerekiyorsa başlanabilecek en yüksek dozla başlayarak tedaviye cevabı en kısa zamanda almamızı sağlar.
FRAGMAN ARASI REKLAM
16 Mayıs 2008
GEL DOSTUM

YASUUU ( ŞEREFE )

HAFTANIN ŞARKISI
15 Mayıs 2008
KİM OLDUĞUNU BİLMEDİĞİM BİRİNE - CEZMİ ERSÖZ
-Yasemin’e-
Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana
Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitaplarıma, ellerime...
Öyle çok öpüşürdük ki,
Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi...
Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine,
Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım
Kim olduğunu bilmediğim birine...
Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı...
Karşımda o...
Yine hüzünlü, yine yenik...
Ama eşitiz artık,
Damarlarımızda karşılıkız aşkın o zehirli kanı...
cezmi ersöz
DENİZ MİNARELERİ

HERŞEY GİBİ

NİHAYET

DAMLA

Ben bu fotoğrafın doğal olması ve o damlayı yakalamak için lavabonun başında nekadar beklediğimi bilmiyorum ama o anlardan anımsadığım damlayı düşünmeyip ve doğal olarak göremeyip musluğa doğru bakarken başka şeyler düşündüğüm...Ve ne olmuş amacımdan sapmışım ve damlaya yoğunlaşmam gerekirken musluğa odaklanmışım ve buda kanıtı...
Bazen cidden zaman ayırıp vakit harcıyoruz ama kendimizi veremediğimizden sonucu iyi olmadığında da ama ben gerekli olan herşeyi yaptım diyoruz ...Eeee yapmamışız işte bu fotoğraf gibi önümüze kanıtlar koyamadığımızdan ve giden zamanı geri getiremediğimizden ne yaptığımızı bilelim derim ben...Yoksa böyle oluyor işte zaman + emek = HİÇ ...Neyse mesaj gideceği yere gittiyse ben lavaboya gidiyorum damlaya odaklanmaya ....Öptüm falan...
14 Mayıs 2008
SEPTİSİST NEDEMEK ÖĞRENELİM BAKALIM

Septisizm; her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir şüphe içinde kalınacağını, mutlak`a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan felsefi görüştür. Septisizm felsefe tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir; zira felsefe tarihi boyunca yerleşik kanılar ve inançları sarsmış, felsefe, bilim ve özellikle din konusunda birçok anlayışın değişmesine ortam hazırlamıştır. Septisizm (şüphecilik) dogmatizmin (inakçılık) karşıtıdır.
Tarihsel Süreçte Septisizm :
Felsefenin babası sayılan Thales’ten beri ortaya atılan felsefi açıklamalarının çokluğu ve çeşitliliği doğal olarak eleştiriyi ve şüpheyi gerektirmiştir. Antik çağ Yunan bilgiciliğinin kurucusu Protagoras tarihte ilk şüphelenen, şüpheci (septisist) düşünürdür. Protagoras “Her şeyin ölçüsü insandır. Her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. Üşüyen için rüzgar soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. Her şey için birbirine tümüyle karşıt iki söz söylenebilir” diyerek tümel (külli) bir hakikatin var olmadığını, her insanın kendine ait kanaat ve düşünceleri olabileceğini belirtmiştir. Buna göre Protagoras’ın şüpheciliği göreli şüphecilik olarak tanımlanır. Bilgi sorununu sistematik olarak inceleyen ilk şüpheci filozof ise Pyrrhon'dur. Pyrrhon ile birlikte şüphecilik görüşü okullaşmıştır.
Bir başka şüpheci filozof da Descartes'tır. Descartes'ın şüpheciliğine yöntemli şüphe adı verilir. Zira Descartes'ın şüpheciliği kesin bilgiyi buluna kadar tüm bilgileri gözden geçirme anlamındadır. Ona göre kesin bilgi mevcuttur, şüphecilik ise bir yöntem mahiyetindedir.
Pyrrhon'un şüpheciliğinin kökeni belki de Platon ve Aristoteles okulları arasındaki karşıtlığı sezmesi ve bu karşıtlığın daha sonra Stoa ve Epiküros okullarında derinleşmesini gözlemlemiş olmasıdır. Bu tür gözlemleri Pyrrhon’un felsefi öğretilere karşı olan güveninin sarsılması ve bunun sonucu olarak da şüphe etmesinin temelini oluşturmuştur.
Pyrrhon’un şüpheciliğine göre mutluluğa giden yol şöyledir:
Nesnelerin gerçek yasası kavranamaz.
Öyleyse nesnelere karşı tutumumuz yargıdan kaçınma olmalıdır.
Ancak bu tutumla ruhsal dinginliğe ulaşıbilir.
13 Mayıs 2008
BİLEMEYENLERE ŞİİR
TERS OLAN BEN DEĞİLİM
.jpg)
YAPMA ÇİÇEK AMA ....


GENE TECAVÜZ
FİLLERİM

SARMAŞDOLAŞALIM :D
Evet bende buldum facebooktan pek çok arkadaşımı ne olmuş ki :P Sıra arkadaşımı buldum en çok sevdiğim ve neden uzaklaştığımızı anlayamadığım :D ...Halama desem mesela hala facebooktan arkadaşlarına bakalım diye gerek yok ki zaten hepsiyle görüşüyorum der.
Peki bize ne oldu da uzaklaştık ki...İnsan düşünüyor eskinin şartları ile dostlukları, bağları kaybetmemek adına daha zor gibi neden tüm imkanların bize bahşedildiği bu iletişim çağında iletimşisiz biz...
Sarmaşdolaşalım arkadaşlar yahuu ...Çok zor dost bulmak çok zor anısız arkadaşlıklarda yelken açmak ...SARMAŞDOLAŞALIMMMMMMMMM
HOŞGELDİN YAZ
12 Mayıs 2008
APOKALİPTO -APOCALYPTO- MEL GİBSON
Yönetmen :Mel Gibson
Senaryo : Mel Gibson, Farhad Safinia
Oyuncular :Rudy Youngblood, Dalia Hernandez,
Filmin Türü : Aksiyon, Macera
Vizyon Tarihi : 23.03.2007
9 Mayıs 2008
68' Lİ OĞULDAN BABASINA...BABA,

Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni...Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.
Baba, biz Türkiye'nin ikinci Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da... Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi... Ama bu topraklan yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları...
Düşün baba; Bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.
28 Ocak 1971 Deniz Gezmiş
***
2. Mektup:
"Baba,
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin desem de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Oğlun bu yola bilerek girdi ve sonun da bu olduğunu biliyordu. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. O'nun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, abimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım."
6 Mayıs 1972 Deniz Gezmiş
* * *
Yukarıdaki iki mektubun yazarı 60'lı yılların sonunda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudu. Öğrenciliği sırasında eylemlerin içinde yeraldı. İkinci mektubu yazdıktan 5 dakika sonra iki arkadaşıyla birlikte asıldı. Yaşasa, O da, çeyrek asır sonra bugün, çocuğuna "Aman oğlum, vergini ver-devletini sev" diye mektup yazar mıydı, bilinmez. Ama yaşatmadılar. Asıldığında 25 yaşındaydı.
"Babasından ileri/doğacak çocuğundan geri" olduğuna inanıyordu