Kimi zaman koşuşturmalardan,kimi zamanda başkalarının paylaşımından kendimizi, sevdiklerimizi ve belkide dileklerimizle umutlarımızı unutur oluyoruz...Keşke hepimiz doğduğumuz zamanda bıraksak ağlamalarımızı ve yalnız olduğumuz tek yer annemizin rahmi olsa ...Ama toplum, çevre öyle tuhaflıklar yüklüyorki bedene zamanla dışına çıkıp bakmadıkça ne olduğumuzu bile unutuyoruz...Aslında belkide topluma karşı bilincimizi yitirmemek adına önce kendimizi unutmamalıyız...Yüzümüzdeki gülümsemeyi alan herşeyi iyi düşünmek lazım...Gerçekten değecek şeyler mi?...Elimizde olsa hormonlarımızı kontrol edebilsek ve hep telkini becerebilsek...
Ama insanız ve makaradan sökülen ipler gibi çoğu zaman pek çok şey üstüste geliyor...İşte ozamanlarda ben hep sarı elbisemin içinde döndüğüm ve mutlu olduğum zamanları düşünüyorum...Sizde çekin anılarınızdan en saf en mutluluk vereni ve gelin hep el ele ya dönelim ya da sıkı sıkı balonlarımıza sarılalım...
Portakalmavisi....
2 yorum:
seneler ilerledikçe hayattan beklentilerimiz artıyor. bir zamanlar ne kadar küçük şeylerden mutlu olabildiğimizi unutuyoruz. dönüp hatırlamakta çekip çıkarmakta fayda var. küçükken dil dökerek aldırdığım balonları hatırladım şimdi en sevdiğim tavşan balonları elimden kaçıp gidenleri, sahip olamayıp kaçırınca ağlıyorum diye koluma bağlananları... derinlerden çektim çıkardım, hatırlattığın için teşekkürler canım:))
@Nily, ah! o tavşan balonlar değil mi ? Çocukluğumuzun renkli kaçakları...
Yorum Gönder